'Kara Murat' benim!

Şu hayatta hep hayal ettiğim şey oldu. “İşte o benim!” diye fırladı biri. Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir, Samanyolu TV'de yayınlanan ‘Şefkat Tepe’ dizisinde kendisine hakaret edildiği iddiasını attı ortaya. “Dizideki kötü karakter benim!” diye dava açtı!

Diyor ki: “Dizi senaryosu bizzat Fethullah Gülen'in onayına sunuluyor, talimatlarla şekillendiriliyor,
beni hedef gösteriyorlar, hakaret ediyorlar, toplum ve izleyiciler nezdinde küçük düşürülüyorum”…

***

Ya rabbim! İşte bu! Yalnız değilim bu ülkede!
Dizilerdeki kötü karakterin Sevilay olduğunu bir tek ben düşünmüyormuşum. “O benim!” diyor. Bizzat kendisi söylüyor. Mahkemeye gidiyor.
Onun bunu açıklaması benim için ne büyük bahtiyarlıktır, bilemezsiniz.

***

Sevilay Hanım’ın iddiaları bitmiyor. Diyor ki; “İktidar, yani AKP Hükümeti derin, ‘devletvari’ örgütlerle işbirliği içinde gösteriliyor. Yabancı ajanlar iktidarı elinde oynatıyormuş gibi, ülke başka ülkeler tarafından yönetiliyormuş gibi, yasadışı eylemlerle ülke yönetiliyormuş gibi izlenim yaratılıyor”…
Ohhhh! Ne güzel!..
Bak, aynen böyle düşünüyorum!..
‘Devletvari’ örgütlerle işbirliği içinde gösteriliyormuş AKP! Yani sadece kendisi için şikayetçi değil, AKP’yi de öyle kötü, ‘devletvari’ bir şey gibi gösterdikleri için şikayetçi.
(Bu arada; ‘devletvari’ de çok güzel bir laf, değil mi?)

***

Geliyoruz sadede... “Dizide ‘Kara Ruhlu Yazar’, ‘Cüce Yazar’, ‘Sevilmeyen Kadın’ şeklinde bahsedilen kişiden kasıt, Sevilay Yükselir'dir” diyor Yükselir’in avukatı...
“Dizideki konuşmalarda, Yükselir'in dizideki yasadışı örgüte hizmet eden bir yazar olduğu, kurulun ve dahi iktidarın talimatıyla yazılar yazdığının anlatılmak istendiği” ifade ediliyor avukat dilekçesinde. “Yükselir'in adı doğrudan zikredilmeden yapılan ima ve benzetmeler, hakaret suçu oluşturuyor”muş.
‘Sevilay’ isminin çağrıştırılması için ‘Sevilmeyen Kadın’ tabiri kullanılıyormuş...

***

Mahkemede kayıt altına alındığı için gayet rahat konuşuyorum. Sevilay Hanım ve tabii avukatı, birisi ‘Sevilmeyen Kadın’ dediğinde, bunu üzerlerine alınıyorlar!
(Abdülhamid döneminde de ‘burun’ dedin miydi yandıydın, zira Abdülhamid’in burnu çok kocamandı. Ördeğe benzetilirdi. Biri ‘yağmur’ dediğinde, yağmur yağınca göller olacağı, göllerde ördeklerin yüzeceği, yağmurdan söz edenin aslında Abdülhamit’e ördek demek istediği türünden jurnaller olduğu söylenir... Yağmurdan söz eden herkes, Abdülhamid’e ‘koca burunlu’ demiş oluyordu yani).
Şimdi ‘Sevilmeyen Kadın’ dediniz mi, yandınız... Sevilay Hanım, “O benim!” diye size dava açabilir...

***

"Şüphelilerden Fethullah Gülen, müvekkilim hakkında sürekli suç duyurusunda bulunan ve kendisi ile husumet yaşayan ilgili örgütün lideridir” diyor Sevilay Hanım’ın avukatı.
Anlıyoruz ki; bu aslında ‘Cemaat’ denen örgütlenmeye yönelik bir ‘örgüt operasyonu’ için vesile yapılacaktır. Yapılsın tabii. Zira ortada hakikaten ‘derin’ bir örgüt vardır. Bu ülke o örgütle hesaplaşmalıdır.
Ama Sevilay Hanım’ın şikayetinin keyfini çıkarmamızı da engellemesin, bu ciddi meseleler.
Zira alenen “Benim!” diyor, “O ‘Sevilmeyen Kadın’ benim”.
Böyle bir ikrar görülmemiştir! Sırf bu yüzden, bir sefere mahsus olmak üzere, seviyorum ‘sevilmeyen’ Sevilay’ı...

***

Bu arada; ‘Kara Murat’ tabii ki benim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar