Bundan sonraki maçlara bakmak


 Beklemedikleri kadar ağır bir yenilgi alan futbol takımlarının oyuncuları mikrofonlara konuşurken, tüm mazeretleri ve gerekçeleri sıraladıktan sonra,  sözü şöyle bağlarlar:

      "Artık bundan sonraki maçlara bakacağız!"

       Her şeye rağmen umut taşıyan bir cümledir bu:  Lig henüz bitmemiştir, oynanacak maçlar vardır, yapılacak en iyi şeyi onlara odaklanmak, onlarda iyi sonuçlar almaktır.

        Bence, 30 Mart seçimlerinde kendisini yenilmiş sayanların, bu yüzden derin bir umutsuzluğa kapılmış görünenlerin, yapması gereken de budur:

       Bundan sonraki seçimlere odaklanmak!

       İşin iyi yanı şu ki, birisi ağustosta olmak üzere iki seçim daha var önümüzde. 30 Mart seçiminden daha önemli iki seçim.  Lig devam ediyor:  Onlarda sonuç niçin farklı olmasın?

                                               ***

       Özellikle CHP'ye oy verenler arasında 30 Mart hayalkırıklığının, demokratik sisteme ve var olan seçmen kitlesine yönelik bir umutsuzluğa dönüşmekte olduğunu görüyorum.

       Bu umutsuzluk, demokratik sistemin ruhuna aykırıdır.  Demokrasi,  insan doğasının iyimser bir yorumuna dayanır:  Seçmen, eninde sonunda, kendisi ve ülkesi  için en iyi olanı bulacaktır.

       Benim en beğendiğim demokrasi tanımı,  bu "en az kötü" sistemi şöyle anlatır:

       "Demokrasi her aşamada en doğru kararların alındığı değil, alınan yanlış kararların düzeltilebilmesi için sistem içi mekanizmaların bulunduğu rejimin adıdır."

                                                     ***

        Bakıyorum bizim iri medya (yanlış anlaşılmaması için "büyük" medya demiyorum) doğmamış çocuğa fistan biçiyor,  henüz seçilmemiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a başbakan beğenme egzersizleri yapıyor.  Sanki önümüzdeki asıl bilmece o.

       Iri medyanın spor sayfalarında da zaman zaman rastlanan türden bir dolduruştur bu.

       Spordan bir özdeyişle yanıt vereyim:  "Oynanmamış hiçbir maç kazanılmış sayılmaz."

                                                         ***


       Bundan sonraki seçimlerden birincisi, yani Cumhurbaşkanlığı seçimi,  kimin Cumhurbaşkanı olmasından çok, kimin cumhurbaşkanı olmaması gerektiği üzerinden oynanacaktır.  30 Mart sonuçları, AKP'nin içinden geçmekte olduğu yıpranma süreci ve dış konjonktür,  "istenmeyen" Erdoğan'ın seçilmesinin sanıldığından çok daha zor olduğunu ortaya koyuyor.

       Ağustos'taki seçim, sisteme ve seçmene inancı yenileme seçimi olabilir.

      Yeter ki, başta CHP olmak üzere muhalefet partileri hemen toparlanıp,  önemli olanın bundan sonraki maçlara bakmak olduğunu hatırlasınlar!
      

    
      

Önceki ve Sonraki Yazılar