Karayalçın'a kastınız ne?

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP Genel Merkez kurmaylarının ne yapmak istediğini anlayabilmiş değilim. Garip bir operasyonla Oğuz Kaan Salıcı’yı İstanbul İl Başkanlığı görevinden alıyor, (ya da kendiliğinden istifa ediyor) yerine; (neredeyse partide görev yapmadığı makam kalmayan) Murat Karayalçın’ı getiriyor!

Pes doğrusu! İstanbul’da yaklaşık 200 bin civarında üyesi olan CHP, bu görevi yapacak kimseyi bulamadı mı? Bu nasıl bir mantıktır ki; tüm siyasi yaşamı Ankara’da geçen bir ismi İstanbul’a getiriyorsunuz?

Murat Bey, çok değer verdiğim ve saygı duyduğum bir siyasetçidir. Uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz vardır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun, O’na böyle bir görev yüklemekle haksızlık ettiğini düşünüyorum. Ki, bildiğim kadarıyla iki yıl önce Sayın Karayalçın’a Ankara İl Başkanlığı önerilmiş ve O da kabul etmişti. Ancak üç gün sonra, bu göreve Zeki Alçın atanmıştı. Şimdi İstanbul’a atanıyor! Üstelik bütün itirazlarına rağmen.

Murat Bey ile bu konuyu dün uzun uzadıya konuştum… Kılıçdaroğlu, Murat Bey’e “Bu bir parti görevidir” deyip işin içinden çıkmış. Murat Bey de ne yapsın? O’nun parti kültürü, “hayır” demesine engel. Ki bu görevi kabul ettikten sonra Karayalçın, milletvekili adayı da olmayacak. Ve olası bir parti içi iktidar yarışında, genel başkan adaylığına soyunması da çok zor!

***

Peki, görevinin başında bulunan İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ne yapacak? Öyle anlaşılıyor ki Oğuz Kaan Salıcı ile uzlaşılmış… O’na da milletvekilliği sözü verilmiş. Genel Başkan kontenjanından bir listeye konacak. Salıcı, aralık ayı başında görevinden istifa edecek. Ve 6 Aralık ya da 16 Aralık ta Murat Bey, İstanbul İl Başkanlığı’na atanacak.

Denilebilir ki Kılıçdaroğlu’nun bu ısrarı nedendir?

Söyleyeyim; CHP, uzun bir süredir İstanbul’da Karadenizli seçmenin oyunu almakta güçlük çekiyor. Artvin’den, Kastamonu’ya kadar uzanan zincirde İstanbul’da oturan Karadeniz illeri seçmeninin sadece yüzde 7’si CHP’ye oy veriyor. Bu büyük bir eksiklik. Yapılan tespitlere göre; herhangi bir partinin Türkiye genelinde başarılı olabilmesi için İstanbul’daki Karadenizli seçmenin en az yüzde 20’sinin desteğini alması gerekiyor.

Bu nedenledir ki Sayın Kılıçdaroğlu, İstanbul örgütüne Karadeniz kökenli bir İl Başkanı olsun istiyor. Karayalçın’ın saygın kimliğinin yanı sıra Rize kökenli olması, CHP’ liderini böyle bir tercihe yöneltti.

Bu eksiklik tespiti doğru. Bu olumsuzluğa bir hal çaresi bulunması gereği de doğru… Bu gerekçelere hiçbir itiraz yok. İyi de neden Karayalçın? Yazının girişinde de belirttiğim gibi 200 bin üyesi olan koca İstanbul’da bu işi üstlenecek, daha genç bir Karadenizli yok muydu? Karayalçın’a yapılanın haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ne kadar enerjisi yerinde olsa da 71 yaşına gelmiş bir insana böyle bir yük yüklenmemeliydi.











Önceki ve Sonraki Yazılar