Hadi devleti yönetenler suçüstü yakalandıkları 17-25 Aralık yolsuzluğunu unutturmak için hedefini şaşırmış mayın gibi sağa sola saldırıyor ama devlet memurlarının sanki bu hırsızlığa ortakmış gibi davranmasını anlamak mümkün değil. Özellikle genç yaşta, hazır  bu liyakat sistemi çökmüşken "yangından mal kaçırır gibi" bir yerler kaparız, diye düşünenlerinin vatandaşa zulüm etmesi "kişilik çürümesi" oluşturuyor. Ve bunun tedavisi giderek zorlaşıyor. Üç büyük şehir dışında kalan yerleşim yerleri bu marazi durumdan çok etkilenmiyor. Sevindirici olan bu.

Daha sevecen bir yazı olacaktı bugün ama dün sabah Aydın kent meydanında yaşadığım kısa süreli bir gerginlik yolunu çevirdi yazının. Gerginliğin birinci nedeni kent meydanını hiçbir zaman kabullenemeyen Aydın Valiliğinin, 19 Mayıs kutlamaları için hazırlık yapmış Büyükşehir Belediyesini sabote etmesi. Zabıtalar ve milletvekillerini devletin polisi ile karşı karşıya getirmesi. Daha da olmadı ilkokul çocuklarını alana sokarak onları kullanmaya çalışması. Biz o noktada çocuklarımız zarar görmesin diye alanı terk ettik. Çünkü o meydanda ki hiçbir CHP'linin birilerine yaranmak için çocuklarını ve ailelerini bu sevimsiz kavganın ortasında bırakacak ne düşüncesi ne de durumu vardı.

İkincisi ise benim düş kırıklığımdı. Aydın, diğer yerlerden farklıdır. İnsanlar (yaratılan tüm gerginlik politikalarına rağmen) hangi parti hangi, meslek olursa olsun selamlaşır ve konuşur. En katı partililer bile birbirlerine kin ve nefretle bakmaz. İşte ben de kent meydanında herkesle bayramlaşırken uzanan elimi iten ve kendisine polis diyen kişi yüzünden bir an kendimi kaybettim. Uzattığım eli geri çeviren ve kin dolu gözlere önce "olsun ve dostum bu Allah'ın selamı" dedim. Ama tavır devam etti. "Ben polisim" diye ısrar edince "sen polis değilsin, polis böyle yapmaz sen terbiyesizsin" diye çıkıştım. İşte yıllardır başta toplum destekli polis politikası ile kurulan ama daha sonra RTE' nin "benim polisim" diyerek böldüğü ve düşmanlık aşılanan polislerden biri dedim, kendi kendime. Bu türlere daha önce rastlamasam tüm bir mesleği peşin yargıyla ötekileştirirdim ama öyle değil. Daha sonra gerçekten sivil polis olduğunu öğrenerek polis arkadaşların yanına ilerlediğimde tam tersi bir sıcaklık ve dostluk gördüm. Hepsiyle selamlaşıp güzel bir güne başladık. İşin daha il ilginci Aydın'ın emniyet müdürü ve polis amirleri hep halkın içinde görevlerini layıkıyla yapan insanlardır. Daha sonra kaba davranışını gençliğine verdiğim ve uzatılan eli geri çeviren polis arkadaşın da yaptığı her eylemin kendi mesleğine saygısızlık olduğunu anlayacağı günler gelecek, diye düşündüm ve tepkime bile üzüldüm değmezmiş.