Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

25. Uluslararası Bartın Tiyatro Festivali

Yerel yönetimler için ulusal ya da uluslararası kültür ve sanat festivallerini düzenlemek ve bu festivalleri devam ettirmek kolay değildir. En başta kaynak bulmak, kent halkının ilgisini ve beğenisi kazanmak bir dizi çalışma gerektirir. Bir festival her şeyden önce bir kültür pedagojisi etkinliğidir. İster yaşam boyu öğrenme sürecinde, isterse algılara dayalı olsun festivallerin katılımcısına ve düzenlendiği kente çok eğitsel, sanatsal ve kültürel olarak pek çok yararı bulunmaktadır. 

Festivaller aynı zamanda o kent halkının estetik beğeni ve kaygısının da gelişmesine katkı sağlar. Kısa süreliğine de olsa o kente bir hareket, canlılık gelir. Gelen konuklarla karşılaşmak, tanışmak, onların beğenilerine ya da yaptıkları çalışmalara tanık olmak kent halkının yaşadığı yere ilişkin aitlik duygularını da geliştirir. Çocuklar, gençler ve yetişkinler festival ortamında farklı paylaşımlarda buluşur, her dönemden bir tür anı biriktirir. 

Bu düşüncelerin Karadeniz’in şirin şehri Bartın’da 25 yıldır düzenlenen Uluslararası Tiyatro Festivali’nde gerçekleştiğini görmek insanı mutlu ediyor. Küçük bir şehirde, hem de 25 yıldır uluslararası bir tiyatro festivalini devam ettirmek biraz Donkişot olmayı da gerektirir. Bunda elbette yerel yönetimlerin festivallere inanmasının önemli bir rolü bulunmaktadır ya da Donkişot olmaktan çekinmeyen yöneticilerin…

8 Mart - 18 Mart 2019 tarihleri arasında Bartın Belediyesi’nin organizasyonu ile gerçekleştirilen festivalin bu yılki konusu “Tiyatro - Drama ve Yaratıcılık” olarak belirlenmiş. Son zamanlarda çok tehlikeli bir sözcükmüş gibi pek çok kişinin uzaklaştığı ve kullanmamaya çalıştığı “yaratıcılık” temasının, festivalin konusu olması ayrı bir anlam taşımaktadır. Yaratıcılık, var olan nesne ya da düşünceler arasında daha önceden kurulmamış ilişkiler kurarak ortaya yeni nesne ya da düşünceler koyma sürecidir. Yenilik, özgünlük, merak, sabır, deneme, yanılma ve yılmama gerektirir. Herkesin doğuştan sahip olduğu bu yeti, zamanla ya çevre koşullarından ya da kişinin baş edemediği konformizmden sönebilir, engellenebilir. Bu nedenle yaratıcılığın gelişmesinde sanat ve türlerinin önemi büyüktür. Tiyatro ve drama da yaratıcı bireyi yetiştirmenin ve yaratıcılığı geliştirmenin araçlarından bazılarıdır. Festival komitesini bu konuyu seçmelerinden dolayı ayrıca kutlamak gerekiyor. Bu yıl aynı zamanda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne denk gelen festival, kadın çalışmalarını da merkeze almış görünüyor.  

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Tiyatrolar Birliği, Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği ve Çağdaş Drama Derneği’nin katkılarının da bulunduğu festivalin bu yılki programında; söyleşi, panel konuşmaları ve atölyelere daha fazla yer verilmiş. Festival, aynı zamanda Türkiye Tiyatrolar Birliği Anadolu Seyircileri Tiyatro Ödülleri’ne ev sahipliği yapacak. Festivalde ayrıca mahkûmlara yönelik de bir oyun, cezaevi ortamında sergilenecek. Zafer Gecegörür ve genç ekibinin özverili ve ısrarlı çalışmaları, festivalin uzun ömürlü olmasında bir etken olduğunu vurgulamak gerekir. 

Drama atölyeleri ile bu yıl Çağdaş Drama Derneği’nin de desteklediği festivalde, Drama Emek Ödülü (Tunay Onursal), Drama Onur Ödülü (Doç. Dr. Ayşe Okvuran), Tiyatro Emek Ödülü (Kıbrıs’tan Dr. İzel Seylani) ve Tiyatro Onur Ödülü de (Ayla Algan ve Tülin Sağlam) veriliyor. Ayrıca bu yıl ilk defa festival içinde verilecek olan Türkiye Tiyatrolar Birliği Anadolu Seyircileri Tiyatro Ödülleri çerçevesinde, “Son 25 Yılın Yönetmeni”  olarak Yücel Erten’e, İzmir Devlet Tiyatrosu “Oğul”  oyunu ile Kadın Oyuncu Ödülü Hülya Savaş’a, Birlik Ödülü Ankara Ekin Tiyatrosu’na ve Performans İstanbul’un  “Mahzuni Şerif -  Devr-i Mahzuni” oyunlarına verilecek.  

Kuşkusuz festivallerin işlevi sadece kent halkına yeni tiyatro oyunları sergilemek değil, aynı zamanda kent insanı ile etkileşimli çalışmaların da yapılmasını özendirmektir. Bu gerekçeye dayalı olarak festivallerde tiyatro oyunları kadar, düzenlenen atölyeler kent halkını edilgen bir izleyici yerine aktif bir kent katılımcısına da dönüştürecek. Festivalde, müze ve drama: "Kent müzesinde Bartın" başlıklı atölyeyi Hülya Gök, eğitim ve drama: "Derslerde bir yöntem olarak yaratıcı drama” başlıklı atölyeyi Ferhunde Aytaç, müzik ve drama: “Yaratıcı müziğe giriş - atıklarla çalgılar” başlıklı atölyeyi Doç. Dr. Ali Öztürk, motiflerde gizli; “Kadın” başlıklı atölyeyi Songül Başbuğ, “Oyunculuk” başlıklı atölyeyi Yıldırım Şimşek, “Doğaçlamada spolin ve boal yaklaşımı” başlıklı atölyeyi Dr. İzel Seylani, “Beden dili" başlıklı atölyeyi Kaan Erkam, “Dramaturgi" başlıklı atölyeyi Zafer Gecegörür, "Oyunculuk" başlıklı atölyeyi Türker Alpuğan yönetecek. Festivalde,  “Tiyatro ve Drama’da Yaratıcılık” konulu bir panel ve gençlerle "Ben Yapmadım Öğretmenim” başlıklı bir süreçsel drama atölyesi de gerçekleştirilecek. 

Bartın Belediyesi ve Zafer Gecegörür’ü ve genç ekibi inadına tiyatro festivali yapmaya devam ettikleri için kutlamak gerekiyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar