Süleyman Karan

Süleyman Karan

250 sayfalık metinin özeti: Çünkü daha da çalmalıyız!

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir sandık darbesine pek rastlanmadığı için, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) günlerce bahane üretmeye çalışıp, bunu perdelemek için tam 250 sayfalık bir gerekçeli kararı ortaya bırakıverdi. Öyle bir saçma sapanlık ki, bunu kamufle etmek için AKP’nin itirazları sanki YSK’nın bulguları ve gerekçeleriymiş gibi metnin girişinde sayfalarca yer alıyor. Bu bile YSK ile AKP arasındaki danışıklı dövüşün bir kanıtı olarak geçecek tarihe... Zira daha YSK kamuoyuyla paylaşır paylaşmaz, AKP örgütleri ‘işte gerekçeli karar’ diye, kendi itirazlarını millete yutturmaya çalışmaya başladı.

Metnin abuk sabukluğu zaten 250 sayfa olmasıyla başlıyor. Bir gerekçe olmayınca işi böyle dolandırmak ve milletin metni tümüyle okumasını engellemek için lastik gibi çeke çeke uzatmışlar da uzatmışlar. Sonuç itibarıyla, sözde bir hukuksal kılıf bulmaları gerektiği ve bulamadıkları için de, girişine AKP’nin itirazlarını koyuvermişler. Ve çaresizlikten, ıkına sıkına da olsa ‘oyların çalınmadığını’ itiraf etmek zorunda kalmışlar.

İTİRAZLAR BİLE HİLELİ OLABİLİR
Öncelikle şunu belirtelim, itiraz edilen ve seçimin tekrarlanmasına gerekçe olarak gösterilen sandıkların önemli bir çoğunluğunda AKP önde görünüyor. Tüm bu sandıklarda AKP’nin sandık kurulu üyesi var. Sandık kurulu başkanı ve başkan yardımcıları ise devlet tarafından onaylanmış. Ve AKP’nin itiraz ettiği sandıklarda, seçim sonrasında o belgelerde bir tahrifat, bile bizzat AKP ve MHP ile bazı devlet görevlileri tarafından yapılmış olabilir.

YANDAŞ GAZETECİ IKINIP SIKINIYOR
Tarihe geçecek bu millet iradesini hiçe sayma ve sivil darbenin gerekçesi, bu yoz, gerici iktidara oy verenleri bile tatmin edemeyecek kadar saçmalıklarla dolu. Şimdi AKP militanları kendi itirazlarını YSK’nın gerekçeleri olarak kendi tabanlarına kakalamaya çalışıyor. Yandaş medyanın beyni dumur, onuru olmayan tetikçileri ise sözde gerekçeyi tüm millete yutturma derdinde. Bütün dünya, seçimlerin yenilenmesinin anti-demokratik bir uygulama ve iktidarın kumpası olduğu konusunda hemfikirken, Sabah’ın köşe memurlarından biri, bula bula Avusturya örneğini gösterip, gerekçeye kılıf arıyor. Diyor ki Mahmut Övür, “Seçimin yenilenmesi kararını Sosyal Demokrat Parti'denAvusturya Meclis Başkanı Doris Bures şöyle yorumladı: Hukukun üstünlüğüne güveni güçlendirdi.”

Bir şeyi atlıyor tabii ki, Avusturya’da devletin tüm organlarına çökmüş bir profaşist iktidar yok, yine orada herhangi bir iktidar partisi yandaşı seçim sırasında sandıkları basıp, kalaşnikofla insanları taramadı. Bugüne kadar Avusturya’da iktidar partileri seçimlerde sahte oy pusulası bastırmadı ve o ülkede seçim sandıkları başındaki polisler iktidar partisinin ilçe yöneticilerinden emir almadı. Bir şey daha ekleyelim, o ülkede devlet televizyonlarında iktidar partisinin borusu ötmüyor!

HIRSIZIN ZIRVASI
AKP-MHP kliği, yandaş bürokrasi ve yandaş basın bu yalanlarıyla bile durumu kurtaramıyor. Aslına bakarsanız zoraki aday Binali Yıldırım, gerekçeyi çok güzel, kendi deyimiyle ‘halk diliyle’ özetliyor, ‘eccük daha’ diyerek... Biz onun sözünü tamamlayalım, “Tıpkı önceki seçimlerde olduğu gibi azcık daha fazla çalmamız lazım ki, kazanalım”. İşte bu rezil sandık darbesinin halk düşmanı gerekçesi tam da budur. Bundan gerisi hırsızın zırvasıdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar