Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

En büyük sürpriz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu henüz bir şeyler söylemiyor ama Sayın Arınç Dışişleri Bakanı olmamasına rağmen ikinci kez Mısır konusunda konuştu. Önceki akşam Haber-Türk televizyonunda özel bir programa konuk olan Arınç ' Darbelere karşıyız ama Türkiye'nin çıkarlarları için yeni adım atmamız gerekebilir. Bizim yeni Mısır politikası uygulamamızda fayda var' dedi.
Bu mesaj Türk kamuoyunu Mısır konusunda hazırlamaya yöneliktir.
22 Aralık'ta El-Cezire-Türk'e konuşan Arınç benzer ifadeyi kullanarak ilk mesajını başta Mısır olmak üzere Arap kamuoyuna vermişti.
Şimdi sırada yeni adımların atılması var.
Peki AKP yönetiminde Ankara bu konuda ne yapacak?Cumhurbaşkanı Erdoğan Mısır ve Sisi ile ilgili söylediği herşeyi unutacak ve Türk halkına unutturacak mı ?
Başta Rabia işareti.
Ve tüm o ağır sözler.
Arınç'ın söylemi bunların olacağını gösteriyor.
Tabi bölgedeki gelişmeler de .
ABD ve AB Türkiye'nin Ortadoğu politikalarından hem sıkıldı hem de çok rahatsız. 'Ankara, başta Suriye olmak üzere bölge konusunda  bizi sürekli aldattı ve yanılttı' diyorlar.
Dedikleri için de hepsi Sisi ile yoğun ilişki içinde.
Dedikleri için de hepsi ' Esad kalıcı, muhalifler işe yaramaz ve Suriye'de siyasi çözüm kaçınılmaz' diyor ve ekliyor ' Suriye'de çözüm olmadan IŞİD yok edilemez' .
Onun için de herkes Rus'ların Esad yönetimi ile muhalifleri Moskova'da toplama çabalarına sıcak bakıyor ya da en azından engellemiyor.
Mısır da benzer bir çaba içinde.
Elbette bu işten gıcık alanlar da var.
Örneğin tüm belaların merkezi Suudi yönetim.
Onlardan her an herşey beklenir, beklenmeli.
Esad yönetimi : Ben ön koşulsuz muhaliflerle masaya oturmaya hazırım' dedi.
Muhalifler ise kendi aralarında siyasi ve silahlı kavgaya devam ediyor.
Bu muhalifleri destekleyen bölgesel ülkeleri olarak Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün  ve diğerleri de kavgalı.
Kavganın bedelini de Suriye halkına ödettiriyorlar.
Tıpkı Irak ve Libya halkına ödettirdikleri gibi.
Hadi Irak ve Suriye'de 'Alevi ve Şiiler' var.
Peki Libya'ya ne demeli?
O ülkede belki de bir tek Şii, Alevi, Kürt, Türkmen, Hıristiyan, Ermeni, Süryani ya da başka farklı kökene bağlı insan yok.
Tüm Libya Sünni Müslüman.
Peki oradaki insanlar niye birbirini boğazlıyor ?
Bölgesel ülkeler acaba hangi pis ve iğrenç hesaplar uğruna savaşan taraflara yardım ediyor ?
Daha başlangıcında 'Arap Baharı'na kanlı bahar dediğimde işte bugünleri anlatmaya çalışıyordum.
Başından beri her tarafı yanlış, tehlikeli ve çok kanlı ideolojik, politik,  stratejik ve askeri tutum ve davranışlar.
Gelinen noktada herşey bunu kanıtlıyor.
Türkiye bölgesinde artık tamamen yalnız.
Geçen hafta Katar Emiri Ankara'ya gelip 'Kusura bakmayın ben Sisi'nin elini öpmek zorundayım' dedikten sonra Erdoğan'nın son müttefiği Hamas lideri Meşal de önceki gün Ankara'ya gelip ' Kusura bakmayın beni Esad ile barıştırması için Tahran'a gidip Hamaney'ye yalvaracağım' dedi.
Buna 'değerli yalnızlık' mı yoksa  'yalnızlığa değer mi' denir bilinmez ama Türkiye'nin Ortadoğu politikası tamamen iflas etmiştir.
Medyayı kontrol ettiği için bu iflasın bedelini belki AKP yönetiminde Ankara henüz ödemedi ama bölge halkları bu politikadan dolayı çok ama çok acı çekti, çekiyor.
Peki şimdi ne olacak?
Netanyahu Obama'nın ricası ile Erdoğan'ı arayıp Mavi Marmara konusunda özür dilemişti.
Yine Obama'nın ricası ile Erdoğan Sisi'yi arar mı bilinmez ama bölgenin havası Ankara için artık kurşun gibi ağır.
Bu havayı dağıtmak yine Ankara'nın elinde.
Ya 4 yıldır bildiği kanlı yollarda yürümeye devam eder ve bedelini bu kez kendisi de öder,  ya da daha sakin düşünerek tüm yanlışlarından vazgeçer.

Tercih AKP yönetiminde Ankara'nın.
Birinci tercihte çok daha kan ve göz yaşı, ikincisinde ise herkes için kompleksiz barış, rahatlama, dostluk ve ortak mutluluk var.
Her iki tercihte  'evet' ya da 'hayır' demek için herkesin son ve tek bir şansı kaldı.
Rus ruleti misali.
'Ben bilmem eşim bilir' diyenler sonsuza dek yanılır, kaybeder ve pişman olsa bile rezil olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar