9 Eylül, Türkiye Cumhuriyeti için çok belirleyici bir tarihtir.

Ama İzmir için en önemli gündür.

Onun için 9 Eylül’ü kutlamak, anmak, yaşamak ve yaşatmak İzmir’de yaşayan yurttaşlar için son derece ayrıcalıklı, gurur verici bir olaydır.

Sadece resmi törenlerde değil, çoluk çocuk tüm İzmirliler bayram havasında geçirirler bu günü.

95 yıl önce dün emperyalist büyük devletlerin desteği ve gazıyla Büyük Helen Rüyasının gerçekleşeceği yanılgısına kapılan Yunan Kuvvetlerinin son askerlerinden de temizlendi Anadolu’nun bu müstesna güzel ve önemli kenti.

26 Ağustos 1922 de Dumlupınar da başlayan Başkomutanlık ve Meydan Muharebesi 30 Ağustos’taki büyük zaferden sonra 9 Eylül 1922 de İzmir Kordon sahilinde noktalanmış oldu.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün önderliğindeki Kurtuluş Savaşı’mız sayesinde Cumhuriyetimiz kurulmuş ve bağımsı- zlığımıza kavuşmuştuk.

İzmir tarihte her zaman çok önemli rol oynayan kentlerden biridir.

Kurtuluş Savaşı’mızda gazeteci ve vatansever zamanın teşkilatı mahsus üyesi Hasan Tahsin ‘in attığı ilk kurşun da 9 Eylül ‘de atılan son kurşun da İZMİR’de atılmıştır.

İzmir bu coşku ve kutlamaları fazlasıyla hak eden bir ilimizdir.

İzmir, sadece ülkenin düşmandan kurtulması ile ilgili değil, demokrasi, hoşgörü, yaşam tarzlarına saygı, fikir özgürlüğü gibi konularda da tüm ülkeye örnek çağdaş bir kenttir.

İzmir, farklılıkları ve ilkleri yaşayan ve yaşatan bir kenttir.

Nedense çağdaş yaşama aykırı en yobaz düşünce sahipleri bile eninde sonunda İzmir’de yaşamayı hayal veya tercih ederler.

9 Eylül aynı zamanda Türklüğe karşı büyük baskı ve yok etme politikası uygulayan ümmetçi Osmanlıcılık akımına karşı kocaman bir tokattı.

9 Eylül’ü takiben yapılan yapısal temel devrimler ve Cumhuriyetin kuruluşu ile ümmetçilik son bulmuş ve Türk Milleti kavramı yerleşmiştir.

İzmir Cumhuriyet tarihi boyunca her alanda öncü ve çağdaş rolünü oynamış ve yeni Osmanlıcılar başta olmak üzere tüm yobazların, gericilerin ve Cumhuriyet düş- manlarının hedefi olmuştur.

Ama İzmir halkı her zaman yaşam tarzına, farklılıklarına ve demokratik hoşgörüsüne sahip çıkmıştır.

Tüm ülkenin kimyasını bozsalar bile İzmir bunu yerine doğrultur.

Hem de sevgi ve hoşgörüyle.

Varsın çağdışı yeni Osmanlıcıların kimyası İzmir’i düşününce bile bozulsun…