Cumhurbaşkanlığı makamının bir mizah malzemesi tarafından işgal edildiği tek ülkeyiz. Kıymetini bilin...

Ve düşünsenize, burada yaşamıyor olsak her şey ne kadar da eğlenceli olabilirdi!

***

Cumhurbaşkanlığı makamının durumu istisnai bir durum değildir. Her yer, her müessese benzer bir irtifa kaybı yaşamaktadır.

Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur, “Latin Amerika’yı Müslümanlar keşfetti. İslamiyet orada yayıldı. Kristof Kolomb gittiği vakit Küba’da cami vardı” gibi acayip laflar ederken, eski bakanı-yeni Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Hanım topuklu ayakkabılarıyla 2 bin yıllık mozaikler üzerinde dolanıp sırıtıyor.

Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur Soma’daki markette vatandaşa saldırırken, Başbakanlık Müşaviri polislerin yere yatırdığı madenciyi kalleşçe tekmeliyor, devletin valisi halka “Gavat!” diye bağırıyor...

Memleket bu seviyede...

***

Medya tam manasıyla bir çöplük gibi. Devletin zirvesini esir alan cehalet medya âlemine katlanarak yansıyor.

Tek meziyeti uzunca bir dille ayakkabı yalamak olan isimler medyanın her köşesini ele geçirmiş vaziyette. Utanç verici bir cehalet ve yalakalık, koca koca gazeteleri ve televizyonları esir almış.

Edebiyat ve sanat âlemi farksız mı?

Yazar, çizer, şair, romancı, oyuncu takımına bir bakın! Yazarı Nagehan Alçı, çizeri Salih Memecan, şairi Roni Margulies, romancısı Elif Şafak, oyuncusu Şahan Gökbakar olan bir memleket haline geldik!..

Dışarıdan bakınca komik, içeriden bakınca yazıktır...

***

Akademi dünyasına hiç girmeyelim isterseniz. Üniversiteleri medrese yapmayı ciddi ciddi konuşan ‘akademisyen’lerin bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. Akademi bir intihal yuvasıdır artık.

Başka deyişle, profesörü Burhan Kuzu olan bir ülkeden bahsediyoruz!

***

Evet, dünya medyası tarafından bir ‘görgüsüzlük örneği’ olarak tanımlanan ‘kaçAksaray’ın inşasına, başkentin her yanında betondan şelaleler ve Gökçek imzalı dünya kadar ucube eşlik ediyor. Dünyada bu kadar rezil bir başkent yoktur, iddia ediyorum.

İstanbul ve çevresinde ise tam bir kültürel ve doğal yıkım yaşanıyor. Kültürün ve doğanın kıymetini takdir yeteneğinden yoksun bir yönetici güruh, millete tecavüz etmeye niyetli azgın müteahhitlerle ortak çalışıyor.

Ülke sirk gibi bir yer oldu…

***

Not: Buradan iktidar sahiplerine sesleniyorum. Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur Küba’nın ormanlık bir tepesinden arazi istiyor ya, ben Havana’yla konuştum, o iş tamam. İstanbul’da daha fazla ağaç kesilmesin. O ırz düşmanı Mehmet Cengiz’in elindeki araziyi bize verin, içinde dev bir Che heykeli olan halka açık park haline getirelim, Küba da verecek size camilik arazi. Yalnız size benzer bir cemaat istemiyorlar, ona göre…