Abdi İpekçi öldü!

Abdi İpekçi alçakça öldürüleli tam 36 yıl olmuş, katili M.Ali Ağca ise yıllardır serbest ve Roma’da filan ortaya çıkıp gazetecilere demeçler veriyor.
Abdi İpekçi susuyor, Ağca konuşuyor!
 Ne kadar hoyrat, pis ve mendebur bir dünyada yaşadığımızın bundan iyi kanıtı olabilir mi?
*
Abdi İpekçi’nin ölmesinin nedeni yalnızca bu çıldırtıcı adaletsizlik değil. Bizler,  Abdi İpekçi gazeteciliğine inananlar, Abdi İpekçisiz de olsa onu yaşatmak için mücadeleler verdik. Gazetelerde, dergilerde, televizyonlada, radyolarda, örgütlerde ve derneklerde  yıllarca  o tür gazeteciliğin ilkelerini savunduk, uygulamaya  çalıştık.
Onyıllar boyunca farklı kesimlerden  pek çok meslektaşımız o ilkelere bağlılığını ilan etti. 
Abdi İpekçi öldü ama Abdi İpekçi gazeteciliği yaşıyor...
Diye teselli bulduk!
Artık yaşamıyor.
*
Yaşamıyor, çünkü Abdi İpekçi gazeteciliğine karşı olan despotik güç, her taraftan saldıran dev ahtapot onu sardı sarmaladı,  yaşama alanı bırakmadı. 
O kadar bırakmadı ki, medya tarihimizin anlı şanlı bir çok organının yanı sıra onun adıyla bütünleşmiş olan gazeteyi bile anti-gazeteciliğin bir enstrümanı haline getirdi.
Gerçekleri ortaya çıkarma, halkı aydınlatma görevinin değil,  gerçekleri örtme ve halkı kandırma misyonunun bir aracı.
Zaten her kavramın anlamının ters yüz edildiği bir dönemden geçiyoruz: Özgürlüğün tutsaklık,  dürüstlüğün  hırsızlık, mertliğin yalancılık anlamına geldiği bir çağda.
Alev Hanım haklı: Orwell yaşıyor olsaydı gerçekten kutlardı bu dönemi yaratanları! 
*
Büyük editöre saygı adına, onun gazeteciliğe bakışını kısaca hatırlayalım. 
Şöyle özetleyebiliriz:
Gazetecilik, demokrasiler için vazgeçilmez bir kurumdur; çünkü kitlelerin olguları ve doğruları düzenli ve sürekli olarak öğrenemediği bir toplumda demokrasi işleyemez.  Bu amaç ancak özgür ve bağımsız kurumlarla gerçekleşebilir. Gazetecilik belirli güç odaklarının borazanı değil, halkın sesi olmak zorundadır. Haberlerin  nesnel, yorumların ise vicdanlı olması ona yüklenen demokratik görevin gerekleridir. Gazetecilik kendi sorunlarını kendi içinde çözebilen bir meslektir:  Evrensel ilkeleri ve örgütleri olan, saygın bir meslek!
*
Başınızı kaldırıp basınımıza bir bakın, Abdi İpekçi gazeteciliği öldü derken neyi kastettiğimi çok iyi anlayacaksınız.
Hatta “Abdi İpekçi öldü!” derken.
M. Ali Ağca Abdi İpekçiyi öldürdü.  Etrafta başı dik dolaşıyor.
Adı gazeteci olan birileri de Abdi İpekçi gazeteciliğini öldürdüler. Onlar da etrafa para saçmakta, bol keseden ahkam kesmekteler.
Ağca mı, onlar mı? Hangisinin suçu daha hafiftir?

Önceki ve Sonraki Yazılar