Açıklamaya, açıklama
Sevgili dostlar, T24’te çıkan bir söyleşi nedeniyle bu yazıyı yazmayı görev saydım. Sevgili Ertuğrul Özkök sürekli darbecilikle suçlanıyordu. Fatih Altaylı kardeşim de O’nu savunmuş. Altaylı’yı kutluyorum.
Ancak bir farkla. 12 Eylül sonrası ARAYIŞ Dergisi'ni çıkarırken kaleme alınan bir yazıyı Ertuğrul Özkök’ün yazdığını, o yazı nedeniyle benim hapse girdiğimi söylemiş.
Hem doğru, hem hatalı. Doğru olan yazının Arayış’ta yer aldığı ve benim hapse girdiğim, hatalı olan ise yazıyı Ertuğrul Özkök’ün tek başına yazdığı.
Ecevit’e yasak gelince , 19’uncu sayıdan itibaren “Haftanın Yazısı”, ARAYIŞ’ta yer almaya başladı.
22 Ağustos tarihinde yayınlanacak derginin “Haftanın Yazısı”nın konusunu belirlemek üzere, Haluk Gerger, Oruç-Zeynep Aruoba, Şahin Mengü, Hasan Bıyıklı, Şükrü Sina Gürel, Önder Aker, Yücel Özkök, Baki Özilhan, Ertuğrul Özkök, Ahmet Erdoğdu ve Mehmet Erdül ile toplandık...
Bir gün önce, Şahin Mengü ile birlikte Bülent Ecevit'e gitmiş, önerisi olup olmadığını sormuştuk. O da Faruk Sükan'ın Yüce Divan’da yargılanan eski bakanlarla ilgili ifadesini anımsatarak, bazı notlar yazdırmıştı.
Arkadaşlara, olayı anlatıp, not hazırlamalarını istedim.
Mengü ve Bıyıklı ile birlikte, Ecevit'in gönderdiği not da dahil, tümünü derledik. Ertuğrul Özkök’ten de derlediğimiz metni toparlamasını rica ettim.
Bülent Ecevit’e yazının son halini gösterdik. Hatta birkaç cümle ekledi.
Bu yazı nedeniyle bu kez, Ankara Sıkı Yönetim Mahkemesinde yargılandım, yazının sorumluluğunun bana ait olduğunu belirttim ve hüküm giydim.
Birkaç gün sonra kararın gerekçesini görünce hayrete düştük. Çünkü yazının hiçbir bölümünde yer almayan bir sözcük eklenmişti.
Gerekçede yazıdaki “emekli aktörler” sözcüğü “ emekli askerler” olarak değiştirilmiş ve mahkum edilmiştim. O günlerde, 2 yılın altındaki cezalara Yargıtay yolu da kapalıydı.
Ertuğrul Özkök, Arayış’ın 5’inci sayısından itibaren korkusuzca Arayış’a geldi, imzasını korkmadan kullandı, darbe karşıtı ekibin bir parçası oldu.
Hapse girdiğim güne kadar, haftanın yazıları, hep bir ekip tarafından yazıldı, Ertuğrul Özkök dahil, arkadaşlarımız tarafından yayına hazır haline getirildi..
Kaldı ki, bu konuyu ve o günleri ARAYIŞ kitabımda uzun uzun anlattım.
YAPMA – SATMA
AKP’nin bir reklamı var. Hepiniz biliyorsunuz. Yurttaşlar o reklamı şöyle çevirmişler.
“Mustafa Kemal ve arkadaşlarının CHP’si yaptı, AKP sattı.”
Malum, KİT’leri hala sata sata bitiremediler.
Not: Çarşamba günü yazım çıkmayınca, arayan tüm dostlara teşekkürü borç biliyorum. Küçük bir operasyon geçirdiğim için yazamadım.