Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Adalet Kurultayı sonrası

Denizli ağzıyla: N’etcez gari?

Şimdi sıra hangi etkinliklerde?

Hangi projelerde?

Yoksa delege hesapları daha mı önemli?

Ne işe yarayacaksa?

Önümüzdeki seçimlerde 16 Nisan mühürsüz anayasal rejim değişikliklerini geri çevirecek sonuç ortaya çıkmaz ise, CHP ‘de kimin delege, yönetici, belediye başkanı, milletvekili hatta Genel Başkan olacağının bir gram bile önemi olacak mı sanıyorsunuz?

Adaletin soluduğumuz hava kadar önemli olduğunu ne kadar çok haykırsak yeridir.

Ancak esas önemli olan 16 Nisan’da mühürsüz referandum ile başlayan anayasal değişiklikleri aynen eski hale getirecek bir yapının önümüze konacak sandıklarda egemen olmasını sağlamak değil mi?

Öyle bir Cumhurbaşkanı ve parlamento çoğunluğu seçilmeli ki, tekrar Parlamenter Demokratik rejime dönebilelim.

Öyle bir Cumhurbaşkanı seçilsin ki, elde ettiği yetkileri Parlamentoya iade etsin, yasama, yürütme ve yargı şeklindeki kuvvetler ayrılığı düzeni kurulabilsin.

Anayasal bir devlette hukukun üstünlüğü, yargının makamlar önünde eğilmediği ve emrinde bulunmadığı bir hukuk devleti rejiminde adalet içinde yaşayabilelim.

Pekâlâ, bunun için Referandum esnasında elde edilen HAYIR oyları yeterli mi?

YSK’nın meşruiyet tartışmalarını doğuran seçim hediyesi MÜHÜRSÜZ OYLAR olmasaydı ve adil bir seçim koşulları yaşasaydık belki…

HAYIR cephesini bir arada tutacak çalışmaların aralıksız sürdürülmesi gerek.

Bunun en önemli koşulu, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun içe dönük enerji ve zaman kaybına uğramamasıdır.

Halbuki CHP şu anda OHAL koşulları altında olağan kurultay çalışmaları, daha doğrusu DELEGE SAVAŞLARI ile ülke için çok değerli gücünü ve adalet arayışının sinerji etkisini boşa harcıyor.

SİYASİ FİKİR VE PROJELERİN YARIŞTIĞI bir delege seçimleri yaşansa başım üstüne…

Meşruiyeti bizzat CHP tarafından tartışılan anayasal rejim değişikliklerinin hızlanarak fiilen uygulandığı bir dönemde SİYASİ İÇERİĞİ OLMAYAN delege kavgaları ancak tek adam rejimine yarar.

Maalesef senin delegen, benim adamım şeklinde kavga ve küskünlük yaratan bir süreç yaşanıyor.

CHP’nin, ama daha önemlisi ülkenin buna bugün hiç mi hiç ihtiyacı yok.

Bu duruma bir an önce son verilmeli ve Olağanüstü Kurultay ile HAYIR cephesinin ve ADALET ARAYIŞI’nın doğal lideri haline gelmiş Kemal KILIÇDAROĞLU’na 1-2 yıl (seçimlere kadar) ile sınırlı tam yetki verilerek tüm gücün REJİM SORUNU’na konsantre olması sağlanmalıdır.

Zira önümüzdeki Kurultayda Kemal KILIÇDAROĞLU’ndan başka ciddi bir Genel Başkan adayı olmayacak.

Sonuçta onun belirleyici olduğu PM ve YDK anahtar listesi seçilecek. Şu anda gereksiz yere parti tabanında yalan dolan sahte üyelik delege ağalığı kavgaları ile enerji içe dönük harcanıyor.

Daha önce de yazmıştım:

Asıl OHAL şimdi CHP’ye gerek.

İlk seçimlere kadar!

Önceki ve Sonraki Yazılar