25.dönem Aydın Milletvekilliği aday adaylığımı açıkladıktan sonra (resmi başvurumu yarın yapıyorum) gazeteci dostum İsmet Orhan bana bir mektup gönderdi. Bugün sizlerle o mektubu paylaşmak istiyorum.

 “Sevgili Tayfun;

Önseçim hazırlığını duyunca sana bir kaç satır karalamak geldi içimdem. Bildiğim üç konuya değineceğim.

Birincisi; Yıl 1999, milletvekili ve belediye başkanlıkları seçimlerinin bir arada yapıldığı seçim.

Müstesna insan rahmetli Bülent Ecevit’in Başbakan, DSP’nin de 1.parti olduğu seçim.

Benim de iktidar partisi DSP’nin Ankara Yenimahalle İlçe Başkanı olduğum seçim ve dönem.

1999 seçimleri müracaatları yapılırken, senin bana Yenimahalle belediye başkan adayı olarak dosyan geldi. Ben de dosyanı Rahşan Ecevit’e ilettim.

Rahşan Hanım “bu çocuğun ne işi varmış belediyecililikte? Binlerce siyasetçinin ve belediyecinin yapamadığını yapıyor zaten. Yurdun her tarafını dolaşıyor, çocuklara sevgi aşılıyor, insanları aydınlatıyor, bundan güzel bir şey olur mu? Ayartmayın, işine baksın” dedi ve olayı kapadı.

İkincisi; Senin TRT’de program yaptığın dönem.

Benim on yıl önce terk ettiğim yerlerde “yurtseverlik” yapmaya çalışan bazı kalemler sana inanılmaz saldırdılar.

Onlar daha önceleri başkalarının çantacısı ve kalemşörü oldukları için, seni de aynı kefeye koydular akıllarınca.

Halbuki TRT devletin televizyonu ve kimsenin babasının malı değil.

Onlarca insanın geçimine sebep olduğun Bam Teli, elbette teklif geldiği sürece her yerde varlığını sürdürecektir.

Üçüncüsü; Senin yüreğin ve on parmağında on marifetin:

Türkü oku,

Şarkı oku,

Şiir yaz,

Şiir oku,

Sahnede ol,

Gazetecilik yap,

Televizyonculuk yap onlarca insana iş ver, ekmek ver.

EEE… yeter be oğlum.

Biraz da boş alan bırak da, bir parmağında dahi yetenek olmayan sözde gazeteciler saldırmasın.

Sonuç olarak;

Hırsızlığın, adaletsizliğin ve kavganın bol olduğu parlamentoda senin gibilerin yeri, elbette olmalı.

Yol senin, yolcu da senin.

Yolun açık olsun sevgili kardeşim.”