Elif Doğan Şentürk

Elif Doğan Şentürk

Adım Cumhuriyet

İstiklal ve istikbaline pusu kurulmuş; dağları, tepeleri, köyleri, işgal edilmiş; ezanları susturulmuş bir anavatanın Amasya, Erzurum ve Sivas’ında sancılanıp, Ankara’sında doğmuşum.
16 Mayıs 1919’da, derme-çatma bir vapura, göğsünün kafesine sığmayan yüreğini yükleyerek çıktığı yolda, inanç ve öfkesinin çattığı kaşlarının altını süsleyen mavi gözlerini güneşe çakarak,
“Geldikleri gibi gidecekler” diyen bir “ADAMIN” evladıyım ben.
Parçalamaya gelmişlerdi güzel vatanı...
Ben emperyal dünyanın bilcümle sırtlanını
Akdeniz’den, Afyon Ovası’ndan, Conkbayırı’ndan, Dumlupınar’dan, Ege Denizi’nin derinliklerine kadar kovalayan;
Yokluktan, yoksulluktan bitap düşmüş Anadolu’yu, kanıyla canıyla vatan kılanım.
Nişan aldıklarında içimdeki vatanı, kalbimin inanç ve namus çemberine işlememişti en sekmez mermileri bile...
Çünkü vatan benim ve namus ise sınırlarını, “kıl çorap, ham çarıkla” karış-karış çizdiğim Anadolu’dur.
Ben; Çiğiltepe’yi Ata’sına verdiği sözden yarım saat geç aldığı için kafasına sıkan Albay Reşat’ım.
Ben Antep’te Karayılan, Erzurum’da Kara Fatma, İstanbul’da Halide Edip’im.
Şerife Bacı, Halime Onbaşı, Gördesli Makbule, çete Emiri Ayşe benim ben!
Çanakkale’de koyun koyuna yatan, İzmir’de düşmana ilk kurşunu sıkan benim.
Ben Lazım, Kürdüm, Çerkezim, Boşnağım ve Türküm.
Benden önce, kadınlarda okuma-yazma oranı binde yedi, erkeklerde yüzde beş iken, harf devrimi yaparak, eğitim seferberliği başlatan benim.
Ben; Hamdullah Suphi, Reşit Galip, Hasan Ali Yücel’im.
Daha Avrupa’da bile yokken, kadınlara seçme seçilme hakkı verenim ben.
40 bin köyün 37 bininde okul yokken,
Mevcut demiryollarının bir metrekaresi bile bizim değil ve her yerde tefeciler, spekülatörler milleti ezerken,
Tüm Türkiye’de sadece 337 doktor, 136 ebe, 60 eczacı varken,
Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgını sebebiyle milletin yarısından fazlası hasta ve bebek ölüm oranı yüzde 60 iken,
Milletin “makûs talihini” değiştirmek için, bir alacakaranlık şafağında, memleketin üzerine bir güneş gibi doğanım ben.
Ben; “harap ve bitap düşmüş” bir ülkeyi küllerinden yeniden yaratanım.
Ben; fabrika bacası tütmeyen; bilimden, teknolojiden sanattan bihaber ülkeyi devralıp; çok kısa bir sürede, ağır sanayi hamleleri yapan; elektrik santralleri, şeker fabrikaları, iplik fabrikaları, bez fabrikaları kuranım.
Ben; Cahit Arf, Vecihi Hürkuş, Sabiha Gökçen, Nazım Hikmet, İdil Biret, Yaşar Kemal ve Aziz Sancar’ım ve çağdaş dünyayı hedeflemiş bir ülkenin yüz akıyım.
Ben; dışardan ve içerden aşındırmaya, bölmeye, parçalamaya, yıkmaya çalışanlara inat dimdik ayaktayım.
Ben, üzerinde yaşadığım toprağı vatan yapmak için, altını da vatan bilenim.
Şanlı mazimle, tarihin altın sayfalarını satır satır dolduran benim.
Ben; ömrünü uğrumda harcamış bir dünya liderinin, “benim iki büyük eserim vardır” dediği ve size emanet ettiği en büyük eseriyim.
Ben; “TÜRKİYE CUMHURİYETİ’yim”…

Önceki ve Sonraki Yazılar