Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Af beklentisi

Af beklentisi çok değişik bir duygudur.

Konuya göre, kişiye göre değişir.

Zamanlaması ve gerekçesi önemlidir.


En önemlisi de kapsamı ve amacı !


Gelişi güzel dile getirilemeyecek kadar hassas ve önemli bir olay ve kavramdır af yasası.


Toplumda büyük infial yaratabileceği gibi, çok büyük adaletsizliklerin giderilmesi işlevi de olabilir.


Duruma, kişiye, ülkeye ve zamana bağlı…

***

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, nereden, kimlerden oy alacağını iyice şaşırmış halde af konusunu gündeme getirdi.


Gereksiz ve anlamsız bir beklentiyi tetikledi.


Hem de kendisi adaletsizlik ve eşitsizlik kokan bir öneriyle.


Allah’tan iktidar ve CHP bu konjonktürel oy avcılığı girişimini hemen terslediler.

***

Günümüzde af ihtiyacı ülkemizde yok mu?


Elbette var!


Ancak önce gerçek, bağımsız, etkin bir adalet gerekli…


Yoksa her gün yeni bir af gereksinimi doğar.


Yani önce adalet, hak, hukuk, sonra af !


Unutmayalım, adalet ve hukukun gücü ile af ihtiyacı ters orantılıdır.

***

Sağlam bir hukuk devletinde af müessesesi hemen hiç yoktur.


Çünkü toplumun vicdanı cezalara ilişkin rahattır.


Çünkü oralarda, adalet siyasileşmemiş ve pervasızca keyfi olarak kullanılmaz.


Çok istisnai durumlarda belki çok dar anlamda af gündeme gelebilir.

***

Hukukun günlük olarak ağır şekilde ihlal edildiği ülkelerde af sık sık gündeme gelir.


O kadar haksızlık ve hukuksuzluk yapılır ki, yapanlar ne olur, ne olmaz bize de lazım olabilir dürtüsüyle hareket etme baskısı altında karar alabilirler.


Af bile adaletli ve vicdana uygun yapılmaz.


Keyfi, siyasi tercihlere göre sözde af getirilir.


Örneğin, bazı özellikle siyasi nitelikteki suçlar af kapsamı dışında tutulur.


Hâlbuki madem devlet af ediyor, önce kendisine karşı “suç” işleyenlerden başlamak zorunda değil mi?


Aslında zarar gören devlet öncelikle kendisine zarar vereni af etmek hak ve yetkisine sahip olabilir.


Yoksa hangi siyasinin örneğin bir insanı öldüren bir suçluyu, dolandırıcıyı, tecavüzcüyü, hırsızı, rüşvet alanı, vereni, gaspçıyı vs. af etme hak ve yetkisi olur?


Önce zarar görenlerin, yani toplumun, buna ikna edilmesi, geniş bir toplumsal mutabakat gerekmez mi?


Bu denge doğru kurulmaz ise af ancak haksızlık
ve adaletsizlik kaynağı olabilir.


Yani, siyasilerin çerezi olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar