Agro ekolojiyi canlandıralım

Türkiye’de 1960’lar sonrası tarım ilaçları ve kimyasal gübrelerin kullanımı arttı. 1970’lerde bu artış iyice hızlandı. Bir kuşak içinde çiftçiler bu girdiler olmaksızın tarım yapmayı düşünemez oldular. O yıllarda Ziraat Fakültelerimizde agroekoloji kürsüleri bile vardı. Ekolojiyi kullanarak kimyasalları kullanmadan tarım yapmanın yollarını inceleyen bu bilim dalı aynı zamanda bir harekettir.
Agro ekoloji teriminin kullanımı 1970’lere gitmektedir. Ancak bilim ve uygulama olarak agro ekoloji tarımın doğuşuna kadar gider. 1970’lerden sonra agro ekolojinin ülkemizde değeri azaldı. Bugün fakültelerimizin bazılarında tarımsal ekoloji adı altında bir ders okutuluyor. Ancak eski anlamından oldukça uzak. Hâlbuki dünyada bu bakış açısı ve teknik son yıllarda yeniden canlandı. Örneğin Brezilya’da agro ekoloji kongrelerine 2000 dolayında kişi katılıyormuş. Bizde bunu Çiftçi-Sen’den başka kurumsal olarak savunan yok sanırım.  
    Agro ekolojinin Türkiye’de ve şüphesiz dünyada değer kaybetmesinden en çok kazanan tarım kimyasalları (zehirler) üreten şirketler oldu. Kaybedenler ise bütün bir insanlık ve doğa.
    Bu alanın önemli isimlerinden Miguel A. Altieri’nin önemli katkıları var. “Agroecology: The Science of Sustainable Agriculture” adlı kitabının artık Türkçeye çevrilmesi çok yararlı olur. Bu kitabın ilk baskısı 1987’de yapılmış.
    Agro ekolojinin bakış açısını küçük bir örnekle anlatayım. Mısır bitkisine zarar veren böcekleri endüstriyel tarımda birçok zehirle (onlar tarım ilacı diyorlar) öldürüyorlar. Hatta GDO uygulanıyor. Agro ekolojik çözümler ise çok iyi. Bunlardan birine “it ve çek teknolojisi” (push and pull technology) deniyor kısaca. Mısır sıraları arasına böcekleri kokusuyla iten bir sıra ot ekiliyor. Tarlanın çevresine ise bu böcekleri çeken otlar ekiliyor. Tarlanın içine giren böcekleri içerdeki otlar ittiriyor. Çevredekiler ise çekiyor. Mısırlar temiz kalıyor. Kimler kazanıyor: Çiftçi zehirlere para ödemekten kurtuluyor. Hem çiftçi hem de tüketiciler zehirlere maruz kalmıyorlar. Çevre sağlıklı kalıyor. Kaybedenler ise tarım kimyasalları satan şirketler oluyor.
    Agro ekoloji alanında yaklaşık 30 yıllık bir geri kalmışlığımız var. Bunu bir an önce kapatmalıyız. Ziraat Fakülteleri bu konuyla ilgilenmeli.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar