CHP liderinin TOBB’daki konuşması, ortalığı karıştırdı, fırsat bilenler hemen saldırıya geçti. Oysa ki ben uzun süredir ilk kez Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir konuşmasını dinlerken, biraz da olsa umutlandım. İki önemli tema çok önemliydi, ahlak ve direnme ruhu... Herkesin öne çıkarttığı ve özellikle yandaş tetikçilerin üzerine balıklama atladığı ‘kan’ meselesinden çok, toplumu saran pısırıklık ve korkaklığa yönelik söyledikleri bence çok daha dikkate değerdi. Ve bunu ilk kez, doğrudan karşısında oturan işadamlarını muhatap alarak yapmış olması daha da önemliydi.

Korkağa ‘korkak’ demek dürüstlüktür

Türkiye’nin en büyük iş dünyası örgütü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve her açıklamasında, iktidarın şimşeklerini üzerine çekmemek için ya destek veriyor ya da ses çıkarmak yerine mırıldanıyor. Ve CHP lideri işte bu TOBB yönetimine, yüzlerine baka baka ‘bu kadar da korkaklık olmaz’ demeye getirdi. Baktım salona ön taraftan pek alkış falan yok, ama orta ve arka taraflar bayağı bir alkışladı. Yani demek ki en azından birileri bu durumdan rahatsız...

‘Ekmek parası’ ne bitmez paradır!

Neyse ki dün, TÜSİAD, o biraz daha net olabiliyor, zira büyük sermaye, kendine biraz daha güveniyor, özellikle laiklik konusunda önemli bir vurgu yaptı. Tabii emin olun yarın öbür gün, buna hem Saray’dan hem de hükümetten hakarethamiz cevaplar gelecektir. Bir de son 10 yılda ortaya çıkan ne idüğü belirsiz işadamları dernekleri ‘laikliği eleştiren bildiriler düzerler’... Anadolu Aslanları İşadamları Derneği falan gibi şeyler. Bunlar Gezi sürecinde de başka işleri yokmuş gibi (sanırım yok, sinek avlıyor, teşvik alıyor ya da kamu bankaları ve KOSGEB kredilerden sebeplenip bir güzel geçinip gidiyorlar) Gezi’dekileri vatan hainliğiyle suçlayıp Reis’lerine bağlılıklarını gazetelere boy boy ilan vererek açıklamışlardı. Yani ciddiye alınmaz, fikir ve zikir de yok sallayın gitsin. Burada önemli olan, artık her kesimden birilerinin, ar damarı hala işe yarayan birilerinin çıkıp “Yeter be... Buraya kadar!” diyebilmesi...

Akıl yerinde ama ‘onur tutulması’ var

Diyebileceklerini sanmıyorum çünkü ülkemizde yaşanan bir ‘akıl tutulması’ değil, bir ‘onur tutulması’ gibi görünüyor artık... Temel ahlaki kriterler hemzemin, yandaş medyada çalışan gazeteci, gelip utanmadan hala onurunu korumaya çalışan bir meslektaşına ‘nasıl bunaldığını, nasıl sinirlendiğini’ anlatabilecek kadar yüzsüz, verip veriştiriyor. Sonra işe gidiyor, o rezil haberleri yapıyor, bir de kuş konduruyor. Zaten cümlenin sonu hep ‘ekmek parası’ ile bitiyor. İşadamı için bu kredi alamamak, vergi denetimiyle başının belaya girmesi veyahut ihale alamamak, yani yine dön dolaş şu ‘ekmek parası’... Bunu akademisyeninden devlet memuruna, belediye çalışanından serbest meslek sahibine genişletebilirsiniz. Zira öyle bir kumpas kurmuş ki bu iktidardaki siyasi İslamcılar, başını kaldıranı ezmek için bir yol buluyorlar. Zaten dik duranların başında da ya polis copu var ya da yargının tek taraflı kılıcı... Yine de başını dik tutanlar olduğu sürece, bir kişi olsa bile, diğerlerinin hepsine onurlarını sorgulamak düşer. İşte Kılıçdaroğlu bunu yaptı TOBB toplantısındaki konuşmasında ve iyi ki de yaptı. Belki birkaçı bir rahatsızlık hissetmiş, bir an için kendileriyle yüzleşmişlerdir.

Darbeciye direnilir!

Gelelim, şu ‘kan dökülme’ meselesine!.. Birileri darbe yaparsa, birileri de direnir. Kanı döken de tıpkı Gezi’de olduğu gibi iktidar olur. Kılıçdaroğlu’nun dediği bu, ama tabii ki o yandaş basının tetikçileri, lafı başka bir yerlerinden almayı görev biliyor. Bir ülkede anayasanın temel maddelerine saldırı oluyor ve bu her şekilde, kumpas, baskı ve şiddetle yapılıyor, karşı çıkanlar sokaklarda polis terörüne maruz kalıyor, gencecik insanlar ölüyor ve bu utanmazlar, kalkıp ana muhalefet partisi liderini ‘kan dökmeye kışkırtmak’ ile suçluyor.

Yurttaş yerine köle arıyorlar

Darbeciler, cumhuriyetin ve laikliğin düşmanları ortada... Dertleri de şeriat getirmek falan değil, sadece demokrasiyi hadım etmek, muhalefeti yok etmek, yurttaşın yerine köleyi geçirip, Türkiye’nin iliğini kemiğini sömürmek.

Gerisi gündem değiştirmek, gerisi hedef saptırmak, gerisi daha çok çalıp çırpacak fırsat yaratmak ve evet bir de bu ülkenin onurlu ve yurtsever vatandaşlarından her fırsatta öç almak...

Sebep? Fıtratları gereği onurlu insandan nefret ederler de ondan! Doğal olarak da biz de onlardan...