Ayıptır , günahtır!

Son günlerde yine tartışma başlatıldı:

“Aleviler ne istiyor” diye..

Ne isteyecek, diledikleri gibi, inançları doğrultusunda yaşamak ve devletin kendilerine de maddi destek sağlamasını.

Anayasamızın 24’üncü maddesi herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahip olduğunu vurgular.

İyi de, neden bu insanların çocuklarına, çağın gerekleri ve Türkiye'nin gerçeklerinden uzak Sünni, hatta Selefi yorumunun ağır bastığı din dersleri okutulmak istenmektedir? Neden inanç ve kültürleri doğrultusunda yaşama hakkı verilmemekte ısrar edilmektedir?

Anımsarsanız, Alevi milletvekilleri TBMM’de cemevi istemişti. Meclis Başkanlığı da, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesine dayanarak veya ona sorularak bu isteği reddetmişti.

O günlerde de bunun LAİK CUMHURİYET ilkelerine uyup uymadığını sormuş, ancak TBMM Başkanlığından bir yanıt alamamıştım. Yine soruyorum:

Bu davranış; her yerde “TBMM en üstün iradedir”,” Mustafa Kemal Atatürk’ün de görüşü böyledir” diyen bir Meclis Başkanının Diyanet İşlerine teslim olması anlamına gelmiyor mu?

Kanımca, ülkemizde yaşayan Alevilerin inançlarının referans merkezi Diyanet olamaz.

İşin gerçeği; Aleviliğin bir din olması ya da olmaması değildir.

Diyelim ki, Aleviler Müslümandır, ancak farklı bir mezheptendir. Hıristiyanlıkta Katoliklerin, Ortodoksların, Protestanların kiliseleri ayrı değil midir?

Bu bağlamda Aleviler de kendi ibadethanelerini istemekteler… Bunda ne gibi bir sakınca var?

Kaldı ki, Ankara’nın belirli bölgelerinde mezhepler bir yana, cemaatlerin farklı camileri yok mu? Bu cemaatler, zorunlu haller dışında – cenaze vb. – diğer camilere gidiyor mu?

Bildiğim kadarıyla, din yalnızca ibadet etmeyi öngörmez. Aynı zamanda bir yaşam biçimidir. İbadet de onun bir parçasıdır.

Yani Alevilik de diğer dinler gibi, bir yaşam biçimini anlatır. Adına ister din deyin ister yaşama biçimi… Anadolu Aleviliği, Türk uygarlıklarının yaşam biçiminin İslam’la bir sentezi ,kültür, bir yaşam felsefesi değil midir?



Siz ne derseniz deyin, Diyanet İşleri Başkanlığı bir mezhebin ağırlıklı olduğu kurumdur. O nedenle, Alevilerin hatta diğer mezheplerin bu kurumun kararlarını benimsememesini içinize sindirmek zorundasınız.

Alevilerin inançları yaşamalarının önündeki engellerin kaldırılmamasının nedeni, bu kesimin, Atatürkçü, ilerici, laik, Cumhuriyetçi olması mıdır?

Ülkemizin medeni yüzü, gericiliği reddeden Alevi yurttaşlarımızın inançlarını yaşamalarını engellemek, hem ayıp hem de günahtır kanımca.







Önceki ve Sonraki Yazılar