Cosmopolitan ilişkiler; 90 dakikada şipşak aşk!

Cosmopolitan tarzı dergiler olmasa cosmopolitan ilişkileri de öğrenemeyeceğiz. Bu “cosmopolitan” ilişkiler bizim toplumumuza peki ne kadar uygun? Bu mecralarda ilişkiler için verilen önerilere ne kadar uyabiliriz? Uysak bile o ilişki nasıl bir ilişki olur? Soru çok, ama biz yanıtlara odaklanalım.

Amerika’da arkadaşlık siteleri üzerinde yapılan anketlere göre insanların birbirine aşık olması için 90 dakika yeterli olabiliyormuş. Arkadaşlık sitesi dışında bilimsel araştırmalar da bu sürenin yalnızca 90 dakika olduğunu söylüyormuş. Gel de inan! Bilimsel çalışma altında neler olup bitiyormuş meğer!

“90 Dakikada Birini Kendinize Nasıl Aşık Edebilirsiniz?” adlı kitabın yazarı Nicholas Boothman’a göre 90 dakikada birini kendinize aşık etmeniz mümkünmüş. Yani ‘90 Dakikada Felsefe’ serisi gibi bir şey bu 90 dakikada aşık etme yöntemi. Ne 90 dakikada felsefe öğrenilir ne de 90 dakikada aşk!

Biz iyisi mi önerilere kulak verip bize ne uyar ne uymaz diye bakalım.

0-5 Dakika: İlk izlenim
Boothman, yaptığı çalışmalarda; çiftlerin üçte birinin birbirlerine ilk görüşte aşık olduğunu belirtiyor. Yani karşınızdaki kişiyi etkilemek için ilk 5 dakika çok önemli. Erkekler için kadın arkadaş seçiminde dış görünüş daha etkili olmasına karşın, kadınların arkadaşlık seçiminde önce özgüven aradığını belirtiyor.

Sizce 5 dakikada anlaşılacak “özgüven” den hayır gelir mi? Ayrıca dış görünüşünden etkilenen kadının ağzından dökülecek ilk sözcüklerle,  ilişkinin başlamadan bitme olasılığı yok mu? İlk görüşte aşka inanıyorsanız önerileri okumaya devam edin.

10-30 Dakika: Beden dilini kullanın
Karşınızdakine kendinizi anlatırken beden dilinizi doğru kullanmanız gerekiyor. Vücut diliniz açık ve rahat olmalı, karşı taraf için kafa karıştıran sinyaller içermemeli. Kollarınızı ve bacaklarınızı kavuşturmaktan kaçının. Ona doğru eğilerek konuşun ve omuzlarınızı rahat bırakın. Hareketleriniz de yavaş olsun.

Siz bu davranışları bir kadın olarak sergiliyorsanız, hakkınızdaki hüküm en baştan ve en hafif haliyle “aranıyor” biçiminde olur. Eğer bir erkek olarak böyle davranırsanız en hafif haliyle “yapışkan” olursunuz. Rahat olacağım derken...

30-60 Dakika: Kimyayı yakalayın
Göz teması kurmaktan kaçınmayın. Ortak zevkler ve anlaşılma duygusu arkadaşlığınızı pekiştirerek sizi karşınızdakine yakınlaştıracaktır.

Bir üst açıklamaya dönün! Hâlâ bu önerilerden medet umuyorsanız, kaldığınız yerden devam edin.

60-70 Dakika: Flört edin
Karşınızdakine onunla ilgilendiğinizi gösterirseniz, onun sizi daha fazla düşünmesine sebep olur. 4-5 gün sonrası için randevulaşmak isterse, birkaç ayarlama yaparak ertesi gün buluşabileceğinizi söyleyin. Onu 90 dakika içinde avucunuzun içine almak istiyorsanız biraz özgüvenli olmalısınız. Bu yüzden kendinden emin ve gizemli davranın.

Gizemli davranacağım diye çelişik yanıtlarla karşınızdakini şaşırtmayın, hakkınızda “deli, dengesiz” hükmü kaçınılmaz olur . “Acele eden ecele gider” derler ya, bu ilişkiler için de böyledir. Zaten 4-5 gün sonrasına görüşmek istiyorsa, 60 dakika geçtiği halde pek de başarılı olamamışsınız demektir.

70-90 Dakika: Son
Şu ana kadar onu büyülemiş olmalısınız. (tabi tabi)Artık onunla yakınlaşmaya çalışabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken bir kaç küçük nokta var. Düşük riskli itiraflarda bulunmak; sevdiğiniz-sevmediğiniz şeyleri anlatmak sohbeti başlatabilir. Kendiniz hakkındaki tüm gerçekleri hemen anlatmaya ya da benzer fikirler ve hayalleri paylaşma başlamayı ilişki biraz ilerleyince yapın.


Şu ana kadar kimsenin büyülendiğini sanmıyorum ya, hadi diyelim büyülendi ve Cosmo yasaları işe yaradı. Son 20 dakikaya gelindi. Ne diyor kitabımızın yazarı Boothman “kendinizi uluorta ortaya dökmeyin”. Yani saçmalamayın, eski sevgilinizin sizi nasılterk ettiğinini anlatıp salya sümük ağlamayın ve patronunuzun size ettiği eziyeti anlatmaya da daha vakit var.

 
Sakin olun hayat toz pembe ve siz hep aşık kalacaksınız! 21 Aralık’ta da kıyamet kopuyordu.

Önceki ve Sonraki Yazılar