Ön görüşme, yöntem görüşmesi, asgari müşterek arayışları, ilkeler, üst başlık, alt başlık görüşmeleri, yok alt komisyonlar yok üst komisyonlar v.s…

Anadolu’da bir deyim vardır; sürü karşıki dağı aşmış, siz hâlâ alaca danayı arıyorsunuz! Bu süreç aynen ona benziyor…

İyi de neyi bekliyorsunuz? Ülke yangın yerine dönmüş. Devlet otoritesi sarsılmış, bürokrasi başı boş halde, ne yapacağını şaşırmış, kime yaranacağı kaygısına düşmüş…

Yeter artık, uzatmayın! Çünkü uzattıkça, iş sulanacak ve bir yerde ip kopacak. Kopacak bir ipi çekiştirmenin alemi yok!

***

AKP ile CHP arasındaki, koalisyon görüşmelerinden söz ediyorum… Bana göre, “gereksiz zaman kaybetme” fotoğrafı veren nafile ya da fuzuli görüşmelerden…

Nedir mesele?

Bu iki partinin koalisyon zemini olup olmadığını mı tespit etmek?

Kolayı var… Bırakın, komisyonları, heyetleri… İki genel başkan bir araya gelin ve koyun ilkelerinizi masaya…

Ama “masa” Edip Cansever’in şiirine benzemesin ve “Masa da masaymış ha!” dedirtmesin. Kırmızı çizgileri bir kenara ayırıp, önce üzerinde uzlaşabilecek konuları tespit edin.

Baktınız ki “kırmızı çizgiler” ülke menfaatleri için ağır basıyor ve bu bağlamda birlikte yürüme olanağı yok.

Koyun noktayı gitsin!

***

Kimileri “abartıyorsun” diyecek ama ben koalisyon görüşmelerinde AKP’nin izlediği yöntemi biraz “ipe un serme”ye benzetiyorum.

Sanki bilerek süreci uzatmak istiyor. Bu gidişle, Anayasal süreç yetmeyecek gibi bir endişe taşıyorum.

Şunun şurasında ne kaldı? Nihai tarih, 23 – 24 Ağustos…

Hükümet programının okunması, güven oylaması süreci vesaire…

Zaman yetmeyebilir. Ve 45 günlük sürede hükümet kurulamayınca, Türkiye otomatikman erken seçime gidecek.

Ne yazık ki böyle bir his var içimde. Sanırım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bunu istiyor!

Taraflar arasında dün yapılan görüşmeler ile ilgili sadece CHP adına Haluk Koç ile AKP adına da Ömer Çelik’in açıklamalarını biliyoruz.

Tahminen bu hafta sonuna doğru heyetler arası temaslar başlayacak.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un söylediklerinden anladığım kadar, “işin rengi” önümüzdeki hafta ortaya çıkar.

Geniş tabanlı bir koalisyon olup olmayacağını o zaman anlayacağız.

***

Burada CHP’ye önemli bir görev düşüyor!

O da AKP’nin, görüşme sürecini, sürüncemede bırakmasına izin vermemesi…

CHP, “çözümsüzlüğün adresi biz olmayacağız” derken, teslim de olmamalı!

Ve bir an önce ya tamam ya da devam demeli!