AKP kongresinde demokrasiyi aradım!

Hiç sürpriz olmadı benim için. Beklediğim gibi sonuçlandı AKP büyük kongresi. Yine Tayyip Erdoğan'ın "borusu" ötecek. Yine davul Davutoğlu'nun boynunda, tokmak Erdoğan'ın elinde olacak.

AKP için küçük bir ihtimal de olsa; belki Davutoğlu daha bir rüştünü kanıtlar diye bir umudum vardı.... Ama ne zaman ki Erdoğan'ın damadı ile partide ne kadar "sertlik yanlısı" dayatmacı isim varsa partinin MKYK'sına girdi, o umudumu da yitirdim. Ve korkarım ki AKP bundan sonra daha da beter olacak. Tamamen Erdoğan'ın güdümünde, ülkeyi ve halkı daha da bölen ve ayıran politikalar güdecek. Partinin karar mekanizmasındaki isimlere baktığınızda bunu rahatlıkla görebilirsiniz.

Bu isimlerin çoğu acemi, siyasetin "S"sinden haberi olmayan çaylaklar. Kendi bilgi, birikim ve deneyimleri olmadığı için, zorunlu olarak biat ettikleri Tayyip Erdoğan ne derse onu yapacaklar. Siz bakmayın, Ahmet Davutoğlu'nun Genel Başkan olmasına...Davutoğlu'nun herhangi bir alanda kendi inisiyatifini kullanması mümkün değildir. Erdoğan'ın, bilgisi ya da onayı dışında hiçbir tasarrufta bulunamaz.

Çünkü bu partinin adı da dahil, hemen hemen bütün kadrolarının varlık nedeni Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunu söylerken, Tayyip Bey'i yüceltip "kutsadığım"ı sanmayın! Ancak çok uzun bir sünedir, siyaseti iyi izleyen ve içinde yaşayan biri olarak kimin ne özelliği olduğunu, bu toplumun "gönlünü çalma adına" hangi enstrüman ve argümanları kullanıp neyi nasıl yapabileceğini göndüğüm için söylüyorum. Bu nedenle de hak veriyorum Erdoğan'a... Ve sonuçta diyor ki "Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur!" Bu kadar basittir.

DEMOKRASİ'NİN OLMADIĞI BİR KONGRE
Birileri diyor ki; AKP kongresi, müthiş bir ahenk içerisinde tam anlamıyla bir demokrasi şöleniydi...  Bunu söyleyenlere şaşmak lazım! Bunlar; ya demokrasinin gerçekte ne olduğunu bilmiyor, ya da "demokrasi budur bunun ötesinde düşüncesi olanın ağzı- burnu dağıtılır" baskısıyla mahsus öyle söylüyorlar.
Şu demokrasi şölenine bakın; Ahmet Davutoğlu'ndan başka Genel Başkan adayı yok! Hadi diyelim aynı genel başkanın çevresinde kenetlenildi.... Birlik, beraberlik, bütünlük adına... Peki ya partinin MKYK seçimleri... O'na da tek liste ile gidildi. İkinci ya da üçüncü listeler yok. İsimler belli bir merkezde yazıldı listelendi ve seçildi. Çıtı çıkan yok, "Ben de aday olmak istiyorum" diyebilen yok! Farklı ses, görüş, öneri ya da her hangi bir talep, mümkün değil!

2014'te Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin andından toplanan AKP kongresi ile önceki günkü AKP kongresinin hiçbir farkı yoktu. Her ikisinde de Ahmet Davutoğlu "işaret" üzerine Genel Başkan seçildi, her ikisinde de diktatörlükle yönetilen Kuzey Kore parlamentosu görüntüsü vardı.
Hepsi tek tip hepsi biri birinin aynı... Robot, robot, robot...
Aklına şaşarım bu görüntülere demokrasi diyecek olanın! Demokrasi farklı görüşlerin, farklı düşüncelerin de temsil edildiği bir sistemdir. En basiti, azınlığın temsiliyetidir. Demokrasinin elbette kendi içerisinde bir disiplini vardır ama çoğunluk diktasını ve dayatmasını reddeder. Tam tersine çoğulculuğu ve katılımcılığı öngörür. Otoriterliği asla benimsemez.
Hal böyleyken, ne yazık ki AKP kongresini "demokrasi" tanımı, kuralları ve işleviyle bir araya getirmekte güçlük çekiyorum. Demokrasi'ye haksızlık gibi geliyor bana.

Diyebilirsiniz ki herkesin demokrasisi kendine, seni ne ilgilendirir?
Haklısınız! Ancak keşke bu kadar basit olabilse. Keşke AKP "Benim demokrasi anlayışım ve tanımım budur" dese! O zaman sorun kalmayacak! Canımı sıkan, bütün bu antidemokratik uygulamaları, evrensel demokrasi tanımıyla yapıyor olması. Meselemiz budur işte!

Önceki ve Sonraki Yazılar