Taraftar Kongresi'nden memleket manzaraları!

Bu yıl 5’cisi düzenlenecek olan Avrupa Futbol Taraftarları Kongresi 13-15 Temmuz tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde… Katılımcı olmak isteyenler www.fanseurope.org adresinde kayıt yaptırabiliyor.

Ne mi olacak bu kongrede?

“Avrupa futbolunun sorunlarına genel olarak değinilerek, taraftarların önemi ve yaşadıkları sorunlar masaya yatırılacak ve olumsuzlukların çözüm yolları tartışılacak”

Yukarıdaki cümle TFF’mizin official sitesinden alıntıdır.

Yönetenlerle, taraftarların futbola bakış açısı taban tabana zıt olduğundan bu tersine dünyayı takip etmek son derece keyifli olacak. Başvurularda her şey doğru düzgün yapılır ve kürsüye gerçek taraftarlar çıkarsa Türkiye bu turnuvanın yıldızı olur. Ve “12 Mayıs” adlı film de Oscar’ı alır evine götürür…

Beni tanıyanlar bilir, taraftara akıl verilmesinden hiç haz etmem. O yüzden yazdıklarımı nasihat, akıl verme gibi algılamanızı istemem. Sadece “Düş görüyorum” diyelim…

Kongrede Fenerbahçe taraftarıysanız “taraftar sorunları” ile ilgili elinizde son bir yıla ait bolca malzeme var. Herkesin yaptığı gibi gazete kupürlerini yanınıza almayı unutmayın. “Bizi bu haberler mahvetti” dedikten sonra “Köprü” isimli videonun 42. saniyesinde görüntüyü durdurun ve durumu izah etmeye çalışın. Sonra kadınlarla dolu tribünleri gösterin ve oynanan oyunu muazzam bir başkaldırıya dönüştürdüğünüzle övünün. Gözyaşlarınızı, Çağlayan’ı ve TEM’de sabahın sekizinde elinde Fenerbahçe bayrağıyla yürüyen yaşlı adamı anlatın. Ama 12 Mayıs’ı unutmayın, unutturmayın… Yeni tezahürat kataloğundan da bilgi vermek gerekebilir. “Biber gazı oley” ve “Taraftar çıldırdı biber gazı istiyor” uygundur…

Eğer Beşiktaş taraftarıysanız dünyanın sempati duyduğu “Çarşı” olarak güler yüzle karşılaşacaksınız. Ama uzaktan davulun sesinin hoş geldiğini en iyi siz anlatırsınız. Taraftarı ötekileştirme çalışmaları kapsamında her daim kötü çocuktunuz. Acısını da çok çektiniz. Sonra “Siz bize geldiniz ama biz Avrupa’ya gelemiyoruz. Çünkü gözümüzü boyayıp kulübü batırdılar, şimdi de stadımızı almak istiyorlar, yani evimizi” dediğinizde bazılarına bu durum çok tanıdık gelecektir. Çünkü aralarında sermayenin kazdığı bu engebeli yollardan geçmişler mutlaka vardır.

Anadolu tribünlerinden misafirseniz İstanbul’a, ilk önce sizi görmezden gelen basına bir selam edin. Büyük kulüplerin devasa taraftar kitlelerine de sayı değil, nitelik diye gönderme yapın ama statlarda, yollarda başınıza gelenleri anlatmayı ihmal etmeyin. Ve TOKİ’nin yıktığı yeniden inşa edilmesi imkânsız tarihinizi de es geçmeyin. Alsancak Stadı da, Ali Sami Yen Stadı da tarihtir.

Endüstriyel futbol, müşterileştirilen taraftar, şiddet, yasalar, bilet fiyatları, stat koşulları, söz hakkı vb. konular herkesin derdi olacaktır. Ama son 1 yılda Türkiye’de yaşananlar bunların çok üstünde. Üzerinizde forma varsa otoparka girerken “Üstünüzde tehlikeli bir şey yok değil mi?” sorusuyla karşılaştığınız noktada birileri futbol–şiddet ikilisini kamunun ortak aklına yerleştirmeye başlamış demektir.

Tabi yine yönetenlerin organizasyonunda gerçekleşecek bu kongrede sınırlar çizilecektir. Yine de taraftarlık duygusundan yoksunlara tribünün ruhunu anlatacak birileri mutlaka çıkacaktır. Hadi bir ters köşe yapın! Bu sefer gol olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar