AKP'de çöküş senaryoları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şubat’ta AKP’nin seçim kampanyasını başlattığında meydanlarda 400 milletvekili istiyordu. Saray’ın havası da keyfi de yerindeydi.
Art arda yapılan anketlerde iktidar partisinin oylarında düşüş eğilimi belirince Saray ağız değiştirdi, havası bozuldu, rakamı 335 sınırına düşürdü.
Erdoğan’ın çıtayı indirmesi “AKP’nin düşüşüne” gerekçe kabul edilince, yeniden 400 rakamını telaffuz etmeye başladı.
Saray 400’e geri dönerek “algı operasyonuna” girişmiş, psikolojik temrinle avantaj elde etmeyi hedeflemişti.

***

Oysa gerçek çok farklıydı. AKP’deki kamuoyuna açıklanmayan anket rakamları Erdoğan’ın bırakın 400 hayalini 335’e çektiği sandalye sayısına bile ulaşamıyordu.
O rakamlar AKP’nin tek başına hükümet kurmakta zorlanacağını gösteriyordu.
Bilmeyenler için anımsatalım. AKP haftalık, 15 günlük ve aylık anketlerle toplumun nabzını ölçüyor. Kamuoyuna farklı parti içine farklı rakamlar fısıldanıyor. Halka yüzde 46’lardan bahsederken, gerçek oranlar en az üç dört puan geriden geliyor.
Kulislere yansıyana bakılırsa AKP’nin yaptırdığı son anketler hiç de iç açıcı değil. Kendi anketlerinde AKP’nin taban oyu yüzde 40 tavan oyu yüzde 43.
Aklıselim AKP’liler 13 yıllık iktidar yıpranmasının yanı sıra Saray’ın hırslı tutumunun, Davutoğlu’nun yetersizliğinin bunda etkili olduğunu düşünüyor.
Saray’ın yürüttüğü kampanya AKP’ye kayıtsız şartsız oy veren tabanı kemikleştiriyor ancak her an kaçabilecek yüzde 10’luk kesimde ters etki yaratıyor.
“Kişisel ikbal” algısı mütedeyyin tabanda bile rahatsızlığa neden oluyor.

***

İktidar masasındaki son anketlerde HDP 9,5 ile 10,5 arasında gidip gelirken CHP 25-27’lerde, MHP ise 15-17’lerde görünüyor. Saadet Partisi ile BBP ittifakı yüzde 2 ya da 3’e ulaşıyor.
HDP barajı geçerse AKP’nin yüzde 40-43’lerle iktidar olma şansı yok.
Simülasyonlar AKP’nin bu oranlarla en az 230 en çok 270 civarında sandalye elde edeceğini ortaya koyuyor. Hükümet kurmak için gerekli olan 276’ya ulaşmasını mümkün kılmıyor.
Tek seçenek HDP’nin baraj altında kalması. Bu durumda AKP, HDP’den elde edeceği 50 civarında sandalye ile 280-310’lara tırmanıyor...
Bu oran Erdoğan’ın hayallerinin sonu anlamına geliyor. Bırakın referandumla Anayasa değiştirmeyi, Hükümeti kursa bile uzun süre götüremeyeceğine işaret ediyor.

***

AKP’deki çöküş senaryoları tam bu noktada dillendiriliyor. Akıllardaki keskin soru şu:
AKP iktidarı kaybeder ya da ciddi oy düşüşü yaşarsa fatura kime kesilecek?
Erdoğan mı? Davutoğlu mu?
Saray, Şubat’tan bu yana seçim kampanyası yürüttüğüne göre olası yenilginin Saray’a yazılması beklenir.
Buna karşın pragmatist Erdoğan’ın hesabı Davutoğlu’na kesme ihtimali oldukça güçlü...
AKP içindeki beklenti de bu yönde. Erdoğan’ın o koşulda Davutoğlu’nun yerine yeni bir ismi öne çıkartabileceği konuşuluyor...
O isimler AKP’ye sonradan katılan ancak Saray’a bağlılık ve sadakatte müthiş performans sergileyen Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu. Yalçın Akdoğan adı düşük olasılık da olsa geçiriliyor.
Şu tahminler yapılıyor:
AKP iktidarı kaybederse Erdoğan erkene alınacak kongre (Ağustos’ta planlanıyor) ile Davutoğlu’na yol vermek isteyebilir.
AKP kıl payı iktidarı yakalarsa hükümeti kurma görevini Davutoğlu yerine o üç isimden birine vermeyi seçebilir...
Bu durumda parti için dengelerin bozulması tehlikesi belirecektir.
Deneyimli AKP milletvekilinin deyimi ile artık partide eski homojen yapı yok. Milletvekili listelerine de yansıyan gruplaşmalar, klikler söz konusu...
Saray ekibi bir yanda... Davutoğlu ve adamları diğer yanda...
Numan Kurtulmuş ayrı güç odağı, Süleyman Soylu teşkilatı da yapılandıran etkili bir figür...
Abdullah Gül olası çöküşte her an dönme potansiyeli olan en güçlü aktörlerden...
Yeni yeni gruplaşmaya başlayan üç dönemlikler de seçim sonrası topa girmeyi bekliyor.
İktidar kirlenmesinden rahatsız üç dönemlik bazı isimlerin AKP dışında arayışa yönelmeleri muhtemel.

***

Parti içi kamplaşmanın doğuracağı olası sonuçlar var. Diyelim AKP 276’yı kıl payı geçti ve Hükümet kurmaya girişti. Saray görevi kime verecek? O grup liderlerinden hangisini tercih edecek?
Ahmet Davutoğlu’na mı? Numan Kurtulmuş’a mı? Süleyman Soylu’ya mı? Saray sözcüsü Yalçın Akdoğan’a mı? Saray’ın yapacağı tercih parti içindeki grupların hizipleşmesini tetiklemeyecek mi?
Davutoğlu 10 aylık Başbakanlıkla yetinip, kaderine razı mı olacak?
Bir de hükümetin tek oya bile muhtaç, bıçak sırtında (örneğin 280) kurulacağı düşünülürse... Bu fotoğrafta Saray, eskisi kadar rahat olabilecek mi?
Parti içi grupları kontrol etmekte güçlük çekeceği aşikar. Çıkar ortaklığı dağılmaya görsün...
AKP, 13 yılın ardından ilk kez seçimlere büyük bir özgüven kırılması ile yürüyor.
İktidar partisi 8 Haziran sabahı bir büyük çözülmeye hatta belki büyük kaosa uyanabilir...

Önceki ve Sonraki Yazılar