Çetin Osman Budak

Çetin Osman Budak

AKP’nin 15 yıllık değerler tahribatı

AKP ve Genel Başkanı Erdoğan, tek adam rejimine giden yolda yeni bir se- çim manevrası olarak Atatürk’ü hatırladı. Ancak o kadar eğreti ki…

Geçmişte yapılan saygısızlıklar bir yana geçen 10 Kasım’da düzenlenen törende, üst yargı kurumu başkanları, üst düzey güvenlik bürokratları ve sivil bürokratların önünde; Atatürk’ü, CHP’yi suçlayarak anıyor.

Atatürk’ü hatırlamak isteyen, “CHP’nin dikili ağacı yok”, “Türkiye’yi uçuruyoruz” diyen AKP’lilerin bence ilk yapmaları gereken işlerden biri Atatürk’ün Cumhurbaşkanı seçildikten bir gün sonra İsmet Paşa’ya yazdığı mektubu okumaktır.

30 Ekim 1923 tarihli mektuba

“Sevgili Paşam! Cumhuriyet’in ilk başbakanı olarak seni düşünüyorum. Dur, hiç itiraz etme… Bizi büyük bir savaş bekliyor” diye başlayan Atatürk, o günün yokluklar Türkiye’sini çok iyi bir şekilde betimler.

“…Bize geri, borçlu ve hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü devletiyiz. Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 kilometre kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil. Üstelik yetersiz. …Doğudaki aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni Cumhuriyetle de, insanlıkla da bağdaşmaz. Bu durumu düzeltmeli, halkı kurtarmalı- yız. …Her yerde tefeciler halkı eziyor. Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz. Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor. Doktor sayımız 337, sağlık memuru 434, ebe sayısı 136. Pek az şehirde eczane var. Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor. Üç milyon insanımız trahomlu. Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın halinde. Bit ciddi sorun. Nüfusumuzun yarısı hasta. Bebek ölüm oranı yüzde 60’ı geçiyor. Nüfusun yüzde 80’i kırsal bölgede yaşı- yor. Bunun önemli bölümü göçebe. Telefon, motor, makine yok. Sanayi ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Kiremiti bile ithal ediyoruz. Elektrik yalnız İstanbul ve İzmir’in bazı semtlerinde var. …İktisadi hayatımız da, eğitim durumumuz da içler acısı. …Bütçemiz, gelirimiz yetersiz… …Hedefimiz milli iktisat... …Bu ana kadar bu ideali koruyarak geldik. Bundan sonra daha hızlı yürümek zorundayız. …Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği kutsal bir görev bu…”

Kutsal görev olarak yola çıkanlar; 1923- 1938 döneminde büyük bir kalkınma hamlesi başlattılar.

Ve bu dönemde kapitülasyonlar kaldırıldı…

İş Bankası, Sümerbank, Sanayi ve Maadin Bankası, Emlak ve Etyam Bankası, Merkez Bankası kuruldu.

Tütün Rejisi lağvedildi…

Kayseri uçak, Alpullu şeker, Uşak şeker, Eskişehir Şeker, İzmit kâğıt, Zonguldak kömür yıkama, Keçiborlu kükürt, Isparta gülyağı, Kayseri mensucat, Ankara çimento, Bursa dokuma, Bünyan dokuma, Nazilli basma, Bursa Merinos, Paşabahçe şişe ve cam fabrikaları açıldı…

Karabük demir-çelik fabrikasının temeli atıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi, Etibank, Maden Tetkik Arama Enstitüsü, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. kuruldu…

Demiryolları devletleştirildi ve yeni hatlar yapıldı. Bunlar ve çok daha fazlası yapılırken Osmanlı’nın borçları da ödendi. AKP ise; hem Cumhuriyetin yaptıklarını satıyor, hem borç rekoru kırıyor, 25-50 yıllık garantilerle ülkenin geleceğini rehin veriyor.

Hepsinden önemlisi Atatürk’ün ana fikri olan tam bağımsızlık ve üretim fikrini aşındırıyor, eğitimden, sosyal yaşama, üniversitelerden ekonomiye kadar tüm alanları tahrip ederek, Cumhuriyet’in laik, demokratik özünü zedelemeye devam ediyor.

Bu tabloyu perdeleyebilmek için, bin bir surat gibi kılıktan kılığa giriyor (amorf), Atatürk ipine sarılıyor.

Mızrak çuvala sığmaz, sığmıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar