Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Aldatıldım mı? Aldatıl-ma-dım mı?

Hani bir papatyayı bir elimizle
tutar, sonra da bir bir
yapraklarını koparırken “seviyor,
sev-mi-yor” , diye sayardık
ya gençliğimizde, hatırlıyor
musunuz?
İşte böyle bir sahne geldi
gözümün önüne çarşamba gecesi
Cumhurbaşkanı’nın şu
söylediklerini TV’lerde izleyince:
“Siyasi hayatımda ne aldandım,
ne aldattım”
Bence, Cumhurbaşkanı
makamında oturan her insanın
gururla söylemesi gereken en
temel bir cümledir bu söylediği.
Ve sadece siyasi hayatında
değildir bu söylediği diye ümit
eder tüm sevenleri, böyle anlamlı
ve güzel, güven verici bir
cümle kuran kişinin.
Takdir edilir, şapka çıkarılır
bu kelimeler önünde.
Elbette, futbol oynarken
karşısındaki futbolcuya çalım
atarak kandırıp, onu geçmesi
hariç.
Çalım atmak futbolun fıtratında var zaten!
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan,
5 Nisan 2017 tarihinde
“ siyasi hayatımda ne aldandım,
ne aldattım” deyince
kafalar karıştı.
Zira Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan 1 Ağustos
2016 ve başka zamanlarda
da Fettullah Gülen terörist cemaati
tarafından kandırıldığını
defalarca söylemişti.
Yani, kandırılma-mış mıydı
yoksa?
Neresinden baksanız hoş
değil.
Dil sürçmesi olabilir mi?
Oslo sürecinde PKK ile
yapılan görüşmeler ve
Dolmabahçe mutabakatı konuları
zaten halen tartışmalı.
CHP Genel Başkanı Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu bu büyük
çelişki için;
“Bu bir itiraftır” dedi.
Mahkemelerde beyanlar
arasında çelişki varsa, karardan
önce bu çelişkinin giderilmesi
gerekir.
Bizim karar günümüz 16
Nisan.
Eğer referanduma kadar
Sayın Cumhurbaşkanı bu
çelişkiyi samimi ve  mantıklı bir
şekilde gideremez ise özellikle
 “Evet” taraftarları ne yapacak?
Hangi söylenene nasıl
güvenecekler?
Dönelim acımadan yapraklarını
bir bir
yolduğumuz  zavallı papatyamıza.
En son yaprağı heyecanla
koparırken denk gelirse gözlerimiz
umutla ve sevinçle “seviyooor”
diye uzatırdık kelimeyi
ve acımadan koparırdık o son
yaprağını papatyanın.
“Sevmiyor” çıkınca da
çocukluk işte, baya
üzülürdük…
Sonuçta elimizde incecik bir
sapı kalırdı.
Referanduma 9 gün kaldı.
Sandığın önünde elinizde
zarf  halen kara kara
düşünecek misiniz?
Seviyor- sevmiyor yerine
yeni nakaratımız:
Aldatıyor mu? Aldat-mı-yor
mu?
Aldanacak mıyız?  Aldanma-yacak
mıyız?
İkide bir aldatılanların bize
çalım atmasına müsaade edecek
miyiz?
Etmeyecek miyiz?
Milletçe hata yaparsak elimizde
papatyanın incecik dalı
bile kalmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar