S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Aldatılmaya son!

Milli fFutbol Takımımız dün İzlanda’ya 2-0 mağlup oldu. Dünya kupası elemeleri öncesi başlayan ve yansımaları hâlâ devam eden prim tartışmaları son iki maçın kadro dizilişinde önemli rol oynadı. 

Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim bu maç öncesi sorumluluk bana ait bedelini ödemeye hazırım şeklinde açıklama yapmıştı. EURO 2016’da başarısız olan takımımızla ilgili Futbol Federasyonu sessiz kaldı. Bu oyunlar sırasında 980.000 TL maaşı ile gündeme gelen Fatih Terim başarısızlıkta hiçbir rolü yokmuş gibi görevine devam etti. Konya’da oynadığımız Ukrayna ve son İzlanda maç sonuçları Fatih Terim’in kişisel sorumluluğunu yerine getirmeyi zorunlu hale getirmiştir. Bu kişisel sorumluluk istifa etmesi… Ya vicdani sorumluluk? 

Dünya şampiyonasında takımımızın yer almamasından doğan milyonların hayal kırıklığı ne olacak? Futbola gönül vermiş gençlerimizin umut kırıklığı nasıl tamir edilecek? Futbol Federasyonu, Fatih Terim ve futbolcuları bir araya getirip sorunu çözmeli, milli takımı yeniden organize edecek kararları almalı. Bu millet daha ağır bedel ödemek ve kandırılmak istemiyor. Bir gün önce Ankara’nın Haymana İlçesi’nde iki canlı bombanın emniyet güçlerince yakalanmasını takdirle karşıladık, akşam saatleri ise Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi’nde jandarma kontrol noktasına yapılan intihar saldırısı sonrası 10’u asker sekizi sivil vatandaşımızın şehit olduğu, 27 vatandaşımızın yaralanması ile sonuçlanan eylem ile sarsıldık. 

Hayatını yitiren şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır, yaralılara geçmiş olsun. Daha bir yıl önce 10 Ekim 2015’te terör örgütü ISID üyesi iki canlı bombanın Emek-BarışDemokrasi Mitingi için Ankara Garı önünde toplanan kalabalığa karşı giriştiği saldırı sonrası 101 vatandaşımızı yitirmiş, yüzlerce vatandaşımız yaralanmıştı. Bu hain saldırının birinci yılında andığımız, yitirdiğimiz vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet, ailelerine sabır, yaralılara geçmiş olsun diyorum. Adı ne olursa olsun IŞİD, PKK, PYD vb. terör bir insanlık suçudur. Nerden kimden gelirse gelsin bu insanlık suçunu işleyenlere karşı çıkmalı, mücadele etmeliyiz. Demokratik hukuk devletinde teröre de teröriste de yer yoktur. Terörün bir an önce bitirilmesi, ülkemizin huzura kavuşması için öncelikle; Saldırıda kullanılan 5 ton patlayıcı yurdumuza ne zaman, nasıl girdi? Failleri hızla bulunup kamuoyuna açıklanmalıdır. İktidar muhalefet ön yargılardan arınmış, birlikte teröre karşı alınacak ve alınması gereken tedbirleri almalıdır. 

Teröre karşı alınacak tedbirlerde, 15 Temmuz darbe girişiminin araştırılmasında TBMM’de iktidar özellikle ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partileri ile yakın diyalog ve işbirliği içerisinde olmalıdır. Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ı, bakanları kandıran, TBMM’yi bombalayan, Laik Demokratik Cumhuriyeti yıkmaya çalışan, devleti ahtapot gibi saran, birçok sivil vatandaşımızı öldüren, ordumuza -aydınlarımıza- siyasilerimize kumpas kuran emperyalizmin oyuncağı örgüt/örgütlerle bunların işbirlikçileri ile topyekûn milletçe birlikte mücadele etmeliyiz. 

Acıların dinmesi, huzura kavuşabilmemiz yeniden aldatılmamız için, devlet kadrolarında liyakata önem verilmelidir. Laik ve Demokratik Cumhuriyetimiz’in kuruluş değerlerine sahip çıkılmalı günü kurtarmak adına bir cemaatten kurtulurken bir başkasına devlet kadroları teslim edilmemelidir. 

15 Temmuz gecesi bombalanan ve hasara uğrayan TBMM’nin onarımını yapan sivil kuruluş çalışmalarını daha özenli ve dikkatli yapmalıdır. Hasar görmeyen taban zeminlerde, tavan ve duvarlarda özgün ve TBMM’nin kuruluşunu, işlevini, yapısını anlatan simge yazılar, koreografiler, çiniler, varaklar sökülmemeli korunmalıdır. 

TBMM Başkanı’nı ve ilgilileri; onarımı yapanları hassasiyetle davranmaları konusunda uyarmalarını; milletvekillerimizi de yoğun çalışmalarından fırsat buldukça, millet adına görev yaptıkları TBMM’deki onarım çalışmalarının denetleyicisi olmaları gerektiğini istirham ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar