Muhafazakârlar için Filistin soruları

Türkiye solu 1960’lardan itibaren Filistin’in davasını kendi davası gibi bildi ve o zamandan bu zamana örnek bir dayanışma sergiledi. Peki, şimdilerde Gazze’ye ağıt yakıp İsrail’e lanet okuyan muhafazakârlar Filistin’i ne zaman keşfettiler?

    Eğer 80’lerin sonlarına doğru İsrail’in Filistin direnişinin sol/laik karakterini yok etmek için kuruluşuna destek verdiği HAMAS ortaya çıkmasa ve Filistin direnişi İslami bir boyut kazanmasa muhafazakârların Filistin diye bir gündemi olur muydu?

    Muhafazakârların düzenli olarak Hitler’in ruhunu yardıma çağırması acziyetten beslenen bir ırkçılık değil midir? Bu açıdan bakıldığında Akit’in Yahudi düşmanlığı İslamcılığın marjinal hali midir, yoksa ortalama İslamcı aklın bir yansıması mıdır?

    Başta Suudi Arabistan olmak üzere, AKP’nin içerisinden geldiği Milli Görüş hareketinin Ortadoğu’daki müttefikleri olan ve siyasal İslam’ın finansörü konumundaki petrol şeyhlikleri, neden İsrail’in arkasındaki asıl güç olan ABD’ye tek kelime dahi edememektedirler?

    ABD’nin bölgedeki çıkarlarına engel oluşturduğu bilinen ve İsrail’e karşı en sert tutumu gösteren Lübnan Hizbullah’ı, Suriye ve İran’dan müteşekkil “direniş ekseni”nin karşısına ABD ve İsrail destekli “Sünni ekseni”yle çıkmak Filistin davasına zarar mı vermiştir yoksa fayda mı sağlamıştır?

    One minute ve Mavi Marmara, “Sünni ekseni”nin liderliği için tertiplenmiş birer mizansenden ibaret değil midir?

    Yeni-Osmanlı’nın izlediği mezhepçi dış politika bölgenin yeniden bir kan gölüne dönmesi sürecinde etkili olmuş mudur olmamış mıdır?

    Suriye halen “Golan Tepeleri” ihtilafı nedeniyle İsrail’le resmen savaş halindedir ve Suriye, Filistin direnişinin en büyük destekçilerinden biridir. Emperyal heveslerle Suriye’deki rejimi devirmeye çalışmak ve bunun için Cihatçı militanları beslemek Filistin direnişini ne yönde etkilemiştir?

    HAMAS, Mısır merkezli Müslüman Kardeşler’in Filistin kolu olmasına rağmen, Gazze’yi savunmak için kullandığı silah ve füzelerin neredeyse tamamını Suriye ve İran’dan almaktadır. Buna rağmen, Suriye’deki cihatçılara TIR'lar dolusu “yardım” taşıyan malum derneğin düzenlediği “İsrail’i protesto” eylemlerinde neden “katil Esed” ve “katil İran” sloganları atılmaktadır?

    Kendilerinden bir türlü terörist diye söz edilemeyen -başta IŞİD olmak üzere- El Kaide ve türevi Cihatçı örgütler neden Ortadoğu’da ABD-İsrail-Suud unsurlarını hedef almak yerine, Şii-Alevi-Kürt katliamı yapmaktadırlar?

    IŞİD-Barzani-Yeni Osmanlı-İsrail arasında petrol-merkezli bir ittifak var mıdır? Varsa eğer bunun Filistin, Irak, Rojava ve Suriye’ye yansıması nedir?

    Bölgesel dış politikasının merkezine Barzani petrolünü İsrail limanlarına sorunsuz olarak ulaştıran bir enerji koridoru olmayı yerleştirmiş bir ülkenin, İsrail’e karşı sahici bir mücadele vermesi ve Filistin’e sahip çıkması mümkün olabilir mi?

    İsrail’le olan ticari, siyasi ve askeri ilişkiler neden sıfırlanmamıştır? Gazze’yi bombalayan uçak ve gemilerin yakıtları, İsrail limanlarına Türkiye üzerinden ulaştırılan petrolden mi elde edilmektedir?

    Milletvekillerinin dahi giremediği Malatya Kürecik’teki radar üssünün topladığı bilgiler İsrail’le paylaşılmakta mıdır? Eğer öyleyse Türkiye topraklarının bir kısmının İsrail’in güvenliğine tahsis edilmesi Filistin davasına ihanet anlamına gelmemekte midir?

    “Stratejik Derinlik” çok satan ama kötü bir kitabın adı olmanın dışında herhangi bir anlam taşımakta mıdır? Eğer taşımaktaysa o anlam nedir, neyi ifade etmektedir?



Önceki ve Sonraki Yazılar