Kamuoyu giderek akıldan, zekadan uzaklaşan, gerçeklikle bağlarını koparan bir platformdan beslenmeye başladı.    İncir çekirdeğini doldurmaz meseleleri tartışıyor, asıl meselenin çevresinde nafile turlar atıp    Alın bakın mesela "AK Troller".    Bu herkesin bildiği "devlet sırlarından" biri. AKP kamu kaynaklarıyla bazı elemanları besliyor. Bu elemanlar facebook, twetter gibi sosyal medya ortamlarında kampanyalar yapıyor, bilginin yayılmasına, doğruluğuna, etkisine kendince müdahale etmeye çalışıyor. İktidar güdümündeki gazeteleri, sansürlenmiş haberleri kimse okumadığı, televizyonlara kimse bakmadığı için bilgi akışının kaydığı sosyal medya bulaşıyorlar.    Bir tür propaganda aygıtı.    Fakat zeka sıfırın altında.    Son marifetleri Twitter'dan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine destek olmak için açtıkları "weloveerdogan" başlığı...    Bu başlığı doldurmak, en çok desteklenen olarak göstermek için sahte hesaplar ve robotlar kullanıyorlar. Bu robot işini memlekete ilk getirenler büyük gazetelerin internet servislerinin başındaki uyanıklar olmuştu. Bir milyondan fazla okurun yüzde 10'unun Çin'de ikamet ettiği ortaya çıktı ama hiç üstlerine alınmadılar.    Sahte takipçi satışlarıyla başlayan bu işler epeyce yayıldı, çeşitlendi.    AKP'li trollerin "weloveerdogan" başlığı da bu tür yöntemlerle, yani hormonlu olarak birinci sıraya yükseldi.    Twetter'da sahte olarak şişirildiğini, robotlarla desteklendiğini, sahte hesaplardan tekrarlandığını fark ettiği bu başlığı kaldırdı.    Sonra bir "sansür" gürültüsü koptu. Twetter'ın "Erdoğan sevgisini çekemediğini,sansür ettiğini" söylediler. Asıl işi kamu kaynaklarıyla finanse edilen bu "yalan ve propoganda aygıtını" soruşturması gereken hakim ve savcıların işini kolaylaştırmak olması gereken Adalet Bakanı da bu koroya katıldı.    "Twitter yetkililerine soruyorum; kim talimat verdi, ‘weloveerdogan’ ‘hashtag’ını kaldırdınız? Özgürlük ilkeleri içerisinde ‘we love Erdoğan’ mesajını kullanmak, yaymak Twitter ilkelerine aykırı mı, aykırıysa hangi ilkesine aykırı? İnsanların birine dair sevgisini ifade etmesi nasıl ‘Twitter’ı rahatsız ediyor? Bu da Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı yürütülen küresel operasyonunun bir yansımasıdır” dedi.    Aslına bakılırsa politikacı, iş adamı, artist, gazeteci fark etmiyor.    Herkesin gözü önünde olup biteni inkar etmeniz, kıvırmanız, "öyle değil böyle" demeniz yeterli. Çok sıkışırsanız "küresel operasyon" der geçersiniz, onlar uğraşıp dursunlar.    Bu işlerde sihirli kavram ise "algı operasyonu".    Kasanın başında yakalanan hırsız da, cesedin başında yakalanan katil de, giyinmeye bile fırsat bulamayan zampara da aynı savunmayı kullanıyor; "algı operasyonu".     Literatürde olmasa da dört beş yıldır ağızlara sakız olan bir kavram bu.    Kaynağı "algı yönetimi" kavramı. Bu kavramın devşirilmiş, gizemli bir hale getirilmiş biçimi "algı operasyonu".    Karaman'daki taciz, ayakkabı kutularındaki dolarlar, kriptolu telefondan kaydedilen "sıfırlayın" talimatı, komşu ülkede savaş çıkarmak için gönderilen silahlar, rüşvet olarak alınan kol saatleri...    Hepsi "algı operasyonu"...    Kavram giderek yayılıyor, yukarıdan aşağıyla herkesin imdadına yetişiyor. AKP Kars Milletvekili Selahattin Beyribey, Kafkas Üniversitesi Araştırma Hastanesi'nde paraları ödenmediği için 70 civarında doktorun ayrılmasını hastanenin yalnızlaştırılmasına yönelik bir algı operasyonu olarak değerlendiriyor. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Başkanı Harun Reşit Çelikoğlu patlayan bombaları "Turizm alanında ciddi bir algı operasyonu" olarak görüyor. En güzel algı opera- soynunu ise Zaytung yakalamış; "Okeyde kendisini taşlayan arkadaşını 'Algı Operasyonu' yapmakla suçlayan genç, kahvehanenin modern yüzü oldu".