Alışamıyoruz

   Ülkemizde, alışkın olmadığımız işleri yapan cumhurbaşkanlarına alışamayanlara ''deli'' muamelesi yapılırken, tabiri caizse “bir delinin dahi yapamayacağı işleri yapan” Cumhurbaşkanına sürekli ''fahri doktora'' ünvanı verilmektedir.   ''Alışamadım'' sözü ilk defa 17 Şubat 1990 tarihinde, bir teğmenin dönemin Cumhurbaşkanı Özal'a gönderdiği telgrafla siyasi literatüre girmiş oldu.   Özal, cumhurbaşkanı seçildikten sonra kendisine tepki gösterenlere; ''alışırsınız alışırsınız'' demesi üzerine, Gebze'deki Topçu Alayı’nda görevli genç teğmen Murat Şeref Baba, Özal'a bir telgraf göndererek ''Atatürk'ün makamında oturan bir kimsenin, itibar deyince aklına bazı devlet başkanlarıyla fotoğraf çektirmek geliyor olmasına alışamadım. Siz 'alışırsınız' dediniz ama Sayın Turgut Özal, ben sizin cumhurbaşkanı olmanıza alışamadım'' diye bir telgraf göndermişti.   Gönderilen bu telgraf, Özal'ın eline geçmeden önce PTT Telgraf Başmüdürlüğü’ne, ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Teğmen kısa bir süre sonra Gebze'deki görevinden alınarak, ''Özal'a olsa olsa bir deli böyle bir telgraf çekebilir'' düşüncesiyle ''psikonevroz'' teşhisi ile Haydarpaşa Askeri Hastanesi psikiyatri servisine yatırıldı. İki haftalık gözetim ve 28 günlük oda hapsinden sonra ordudan ihraç edildi. Ordudan atıldıktan sonra Hukuk Fakültesi’ni bitiren Baba, şu anda İstanbul'da avukatlık yapmaktadır.    Özal'ın 1990 yılında söylediği ''alışırsınız'' ifadesi, 26 yıl sonra Erdoğan tarafından bir kez daha gündeme getirilmiş oldu. ''Alışırsınız'' diyor ama ne yazık ki alışamıyoruz.    * Devletin en başındaki adamın Yasa-Hukuk tanımaz tavrına alışamıyoruz       *Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanının taraf olmasına alışamıyoruz.       * O makamın ağırlığını taşıyamayan Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.       * Hükümetleri düşüren, Başbakanları görevden alan Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.        *Bir dediği bir dediğini tutmayan Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.        * Ülkemizi kan gölüne çeviren Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.        * Tüm komşularımızla aramızın açılmasına neden olan Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.        * 80 yıllık birikimlerimizi 8 yıl gibi kısa bir sürede yandaşlara ve yabancılara satıp bitiren Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.    * Yolsuzlukları, hırsızlıkları ve ayakkabı kutularında saklanan paraları görmemezlikten gelen Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.       *Bankalar dururken evinde ''sıfırlanamayacak'' kadar para saklayan Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.         * Yoksulluktan ve işsizlikten inim inim inleyen ve borç batağında çırpınan fakir fukaranın parasıyla kendisine saray yaptıran Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.     * Bu ülkenin kurucusuna ''Ayyaş'' diyen Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.          * Eşitlik, özgürlük ve adalet isteyen yurdum insanına ''Çapulcu'' diyen Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.     * ''Cumhurbaşkanlığı'' adını beğenmeyip, illa adımı ''Başkan'' olarak değiştirin diyen Cumhurbaşkanına alışamıyoruz.     Bırakınız kendisine alışmamızı, ona alışanlara dahi alışamıyoruz.     Deli miyiz, neyiz? Bir psikiyatriste mi görünsek, ne yapsak?

Önceki ve Sonraki Yazılar