Dini: İslam, Mezhebi: Türk

Giderek kimliksizleştirilen, kişiliksizleştirilen güzel ülkemde nüfus cüzdanları ve ehliyetler yenilenecekmiş. 38 yıl önce yaşamımıza giren çok sayfalı nüfus cüzdanlarını tarihi belgeler haline getiren, erkekler için mavi, kadınlar için pembeye ceplere sığmayan komik boyuttaki nüfus cüzdanları da ayrılıyor şimdi bizden.

Gecikmiş olsa da yerinde bir karar. Artık köşeleri yıpranmış, paçavraya dönmüş cüzdanlar daha az kaybolacak demektir. Banka kartlarının yanına veya gömlek cebine girebilecek çünkü. Ama bir kere hükümetin her kararına kuşkuyla bakmaya başlayınca itirazlar da hemen yükseliverdi. Boyuta bir itiraz yok da çipli olması bazı vatandaşları ister istemez kıllandırıyor. İçişleri bakanı Efkan Ala, yeni cüzdanların tanıtımını yaparken demiş ki: "Bunlar TÜBİTAK tarafından geliştirildi. (Ben de bundan rahatsızım. Bu kadar tartışmalı bir kurum yaparsa kıllananlar haklı diyebilirim.) Taklit ve tahrif edilemeyecek biçimde. Bir çok bilgi içerisinde gizli olacak. Vatandaşımız bunu taşıdığında birçok işlemi buradan yapabilecek." İtirazlar ise bu noktada ortaya çıkıyor, "Özel hayat ihlal edilecek." deniyor. İçinde hangi bilgileri barındıracak bu cüzdanlar, bilsek, itirazı haklı ya da haksız bulabiliriz ama bu konuda bir açıklama  yok. Söylenenler ise öyle korkacak bir şey olduğunu göstermiyor.


"Özel hayatın ihlal edileceği" konusuna katılmıyorum. Gerekçemse zaten özel hayat diye bir şeyin kalmadığı yönünde. Bu "ihlali" sadece yeni cüzdanlara yüklemek haksızlık olur.

Sosyal medyayı özellikle FACEBOOK ismi verilen sosyal paylaşım sitesini başka hayatları dikizlemek olarak algılayan halkım, zaten kendisini sürekli ihbar etmekte. Eskiden nereye gittiğimizi, ne yaptığımızı birileri yazsa "fişleniyoruz" diye bağırırdık. Fakat artık vatandaş hem kendisini hem etrafındakileri ihbar etmekle kendini yükümlü sayıyor. Sosyali değil sosyalleştiğini paylaşan eğitim fukarası bu kullanıcılar ya selfi (öz çekim) yaparak ya da yazı ile sürekli "Şuradayız, şunu da gördük, çok eğlendik." şeklinde kendilerini ve hepimizi fişliyor zaten.


Bir de "gıcık" vermek için yapılan ihbarlar var ki bu da çoğu kez lüzumsuz gerginliklere hatta felaketlere yol açabiliyor. Bir de etliye sütlüye karışmayan bir ekip var. Kedi ve köpeklerinin marifetlerini yayınlayarak ülke sorunlarını görmezden gelenler. Onları zaten dikkate almıyorum. Kaç facebook sayfasında güncel olaylar ya da özgün düşünceler paylaşılıyor? Elimizde bir veri yok ama sayılarının çok olmadığını tahmin etmek de güç değil. Üretimsiz ihbarcı tayfa da o yazıları kopyala yapıştır yaparak entelektüel görünmek için kullanıyor ve yazanı söylemeden üstelik. Bir başka sakatlık ise özellikle kadınların bunca cinsel sapkınlığın
yaşandığı bir dönemde kendilerinin ve çocuklarının kendilerince masum ama sapıklıklara malzeme olacak fotoğraflarını koymaları. Yani yeni cüzdana gerek yok zaten; vatandaş fişliyor!

Yalnız sayın bakandan bir ricam var: “Geç olmadıysa yeni kimliklerde şu ‘dini’ sütununu kaldıralım. Çünkü oraya "İslam" yazınca Müslüman olunmuyor. "Hıristiyan" yazınca da Hıristiyan ya da Musevi, Ermeni…
Çünkü din insanın içinde yaşadığı bir olgudur. Etiketle olmaz.

M. Kemal Atatürk'ün büyüklüğü burada işte... Babamın çok yapraklı nüfus kağıdında ayrımcılık olmasın diye onun emri ile “Dini: İslam, mezhebi: Türk” yazardı. Şimdi mezhep yok. Gelin bir adım daha ileri gidip şu "dini" kısmını çıkaralım.

Önceki ve Sonraki Yazılar