S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Anayasa mecliste

Haftalardır ülke gündeminde konuşulan “Anayasa” paketi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı.


Tasarı görüşülmeye başlamadan önce TBMM’nin Dikmen kapısı önünde basın açıklaması yapmak isteyen CHP Milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların toplanmasını önlemek için sabah saatlerinden itibaren Ankara emniyetince alınan olağanüstü güvenlik önlemleri yalnız TBMM’ye gidecek olanları değil, işlerine evlerine, çarşıya gitmek isteyen Ankaralıları da bezdirdi.


Basın açıklaması yapmak isteyen CHP milletvekillerine ve Ankara Baro Başkanı’na izin vermeyen, TOMA’larla su püskürten, kurt köpekleri ile kalabalığı dağıtmak isteyen, kalkanları ile kalabalığı geriletmeye çalışan emniyet görevlilerin bu tavırları, 1980 öncesi okullarına giremeyen öğrencilerin yanında yer alan milletvekillerine yapılan uygulamaları anımsattı


Kulislerde bazı milletvekilleri MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin kendisine parti içi muhalefet tarafından “Sarayda gizli görüşme yaptığı, Başkanlık sistemi için anlaştığı” iddialarına yönelik getirilen eleştirilere verdiği cevabi konuşmanın videosunu göstererek, Bahçeli’deki bu ani değişimin sebebini anlamaya çalışıyorlardı.


Tasarı görüşülmeye başlanırsa maddelere geçildiğinde MHP tabanının, milletvekillerini ret oyu vermeleri gerektiği konusunda zorlayacaklarını belirtiyorlardı.


Anayasa taslağı kabul edilirse MHP hiçbir kentte en fazla oyu alan parti konumunda olmadığı için TBMM dışında kalacağı konusunda çoğu milletvekilleri hemfikir. 


Kulislerde konuşulan diğer bir konu Başbakan Binali Yıldırım’ın Irak’a yaptığı ziyaret idi. Bu ziyaret ile ekonomik ve askeri konuların yanında, Barzani’ye verilecek desteğin yanında olası bir referandum da muhafazakâr Kürt seçmenlerin evet oyu vermelerinin hedeflendiği idi.


HDP’nin meclise girmeme kararı bu konuda ortada durmak, olası durumlara göre strateji belirlemek olarak değerlendiriliyordu.


Konuşmaların TRT 3 (Meclis TV)’den yayınlanmaması, bu konuda gerekli izinlerin verilmemesi kulislerde tartışılan konu idi.


CHP milletvekilleri cep telefonları ile internet üzerinden link bağlantısı kurarak konuşmaların canlı yayınlanmasını sağlamak için yoğun çalışma içerisindeydiler. 


Meclis kulislerinde iktidar ve muhalefet milletvekilleri CHP’nin önceki Genel Başkanı Antalya milletvekili Deniz Baykal’ın konuşmasını bekliyorlardı.


Deniz Baykal konuşmasında;


Anayasanın devletin en temel organlarını değiştiren bu tasarı, milletin haberi olmadan, üniversitelerin, baroların, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin haberi olmadan, gümrükten mal kaçırır gibi geçirilmek istenmesi doğru değildir…


Yapılmak istenen anayasa değişikliği on sekizinci anayasa değişikliğidir. Diğer on yedi anayasa değişikliği meclisteki partilerin, toplumun uzlaşısı ile hazırlanmıştır. Bu tasarı dayatma ile toplumsal uzlaşı olmadan hazırlanan tasarıdır, doğru değildir…


Yüksek yargı mensuplarını, bakanları, partisinin milletvekillerini, il başkanını, valileri, kaymakamları, cumhurbaşkanının seçtiği, atadığı, hatta cumhurbaşkanına meclisi feshetme yetkisinin verildiği bu tasarı doğru değildir.


OHAL uygulamasında anayasa değişikliği yapılması doğru değildir… Suriye devlet başkanında olmayan yetki bir tek kişiye verilmek istenmektedir. Bir siyasi partinin genel başkanının cumhurbaşkanı olması doğru değildir. Parti devleti oluşturmak demektir. Valilerin il başkanı olduğu dönemlerden gelen demokrasimiz, geriye götürülmek istenmektedir. Güvenlik krizi muhalefet liderlerine zırhlı araba teklif etme noktasına getirecek kadar büyümüştür. Kendisi yüzde 51 ile seçilen bir kişi yüzde 100’ü feshedecek, yani meclisi feshedecek yetkilere sahip olacak bu doğru değildir. 

 

Konuşmasındaki bazı başlıklara yer verdiğim Baykal’ın tarihi konuşmasındaki saptamaları, değerlendirmeleri tasarıda yer alan birçok maddenin kamuoyunca bilinmesini ve tartışılmasını sağlayacaktır. Baykal’ın ısrarlı talebine karşın TBMM Başkanvekili ve AKP Adıyaman milletvekili Ahmet Aydın iç tüzük hükümlerine uyduğunu belirterek ek süre vermedi.


Deniz Baykal 1 Mart tezkeresi görüşülürken TBMM’nin oturumunu yöneten o günkü TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın iki kez yirmişer dakika ek süre verdiğini hatırlatarak isterse insiyatif kullanabileceğini belirtti. Ancak mikrofonun sesi açılmayınca konuşmasını kürsüden mikrofon kapalı iken tamamladı.


Genel Kurulu yöneten Aydın’ın, oylamaya geçildiğinde gizli oy kullanılması yasal zorunluluk olduğu halde bazı milletvekillerinin açık oy kullanmasına, bazılarının cep telefonları ile kameraya almasına aynı duyarlılığı göstermemesi milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Başbakan, Adalet Bakanı, MHP ve HDP gurupları adına yapılan konuşmalara ve maddelere ilişkin görüşlerimizi ileriki yazılarımızda sizlerle paylaşacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar