Anne dizisi

Özellikle son iki yıldır televizyon sektöründe dizi patlaması yaşanıyor. 

Gözlerimiz kanadı dizilerden.
(Oyuncuların aldıkları paraları duyunca da yüreğimiz kanıyor vallahi!)
Hele son zamanlarda (Hollywood örnek alınmış olsa gerek!) ülkeyi yönetenler, diziler aracılığıyla topluma algı yönetimi ve subliminal mesajlar uyguluyor! 
Ne yazık ki henüz çok acemiler çünkü fazla belli oluyor!
...
Kimse inkâr etmesin! 
Hepimiz en az bir dizi ya da yarışmanın takipçisiyiz!
Herkes söylediği kadar belgesel ya da tartışma programı izleseydi ülke bu durumda olmazdı! Ayrıca çakma entelektüel söylemlere ne gerek var ki! Gün içinde gerçek yaşamla başa çıkmakta zorlanıp akşam olduğunda kendimizi televizyonun düşünmeyi gerektirmeyen dünyasında bulmak çok normal ve insani değil mi? 
...
Ne anlatacaktım, neler anlattım!
Aslında, salı akşamları beni televizyon başına kitleyen bir diziden söz etmek istiyordum;
Dizinin adı "ANNE"
Bugüne kadar izlediğim en güzel yapım!
Konusu, oyuncuları, mekânları o kadar gerçek ki! 
Ağlamaktan içim çıktı vallahi!
Pavyonda çalışan annesinin ve sevgilisinin, çöp poşetine bağlayıp, çöpe attığı bir kız çocuğunun hikâyesi...
İşte bize bunlarla gelsinler!
Bodrum'da aşk masalı ya da Urfalı zengin ağanın şehirli sevgilisi gerçek değil!
Sevdiği kadın için kendini silahların önüne atan mert, yiğit erkekler gerçek değil!
Zengin adamdan hamile kalıp, evlenip, villaya yerleşen varoş kız gerçek değil!
Bu devirde, bu piyasada "Aşk" gerçek değil!
Annesinin sevgilisine yemek hazırlamaya çalışan, beceremeyip dayak yiyen, yedi yaşındaki kız çocuğu gerçek...
Annesi gece gazinoda çalıştığı için perişan halde, aç, bakımsız, sokaklarda gezen çocuk gerçek...
Sevgilisi ile önce dövüşüp sonra sevişen annesinin seslerini duymasın diye yorganın içinde şarkı söyleyerek uyumaya çalışan çocuk gerçek...
Üzerine kapıyı kitleyip, sevgilisiyle tatile giden annenin, yanarak can veren çocuğu gerçek...
Bu ülke yitik kadınlar ve yitik çocuklarla dolu!
İşte bunlar gerçek...
...
"Toplum mühendisleri" subliminal mesajlar yerine gerçeklere kafa yormalı biraz...
Üzgünüm! Ama gerçek...

Önceki ve Sonraki Yazılar