Artık söz sizde

Seçim kampanyası bitti. Vaatleriyle, sloganlarıyla, karşılıklı suçlamalarıyla uzun bir maraton…
Liderler, mitinglerde ve televizyon programlarında her şeyi anlattı.
Muhalefet eşit olmayan bir yarıştan söz etti bilinen nedenlerle, Yüksek Seçim Kurulu’nu suçladı.
Bugün sizler bu yarışı değerlendirecek ve oylarınızla istediğiniz partiyi ödüllendireceksiniz.
Bir zamanlar bir Yargıtay Başkanı’nın söylediği gibi “ cüzdanla vicdan arasında “ kalmadan.
Vicdanınızla, Türkiye’yi kimin daha dürüst ve iyi yöneteceğinin, cüzdanınızla da kimin halkın ekonomisini daha çok düşüneceğinin kararını vererek.
Sonuçta;
Cumhuriyeti’mizin, demokrasimizin, ekonomimizin ve çocuklarımızın geleceği için sandık başında olacağız.
Tüm yurttaşlar hangi partiye verirlerse versinler, gidip oyunu kullanmalıdır. Oy kullanmayanların, gelecekte söz söylemeye hakkı olmayacaktır. Vermedikleri bir oy iktidarı etkileyeceği gibi, bazı partilerin barajı aşıp aşmayacağını da belirleyecek.
Oy kullanan yurttaşlar, sandıklar açıldıktan sonra da, sayım işlemini izlemeli, oyların yanlış yazılmasına izin vermemelidir.
Bugün seçim yasakları nedeni ile partilerle ilgili propaganda sayılabilecek bir şey yazmak yasak.
Yıllar önce, Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yaptığım dönemde, bir referandum yapılıyordu.
Ünlü bir yazar, bir yazı göndermişti.
Referandumda kahverengi pusula hayır, beyaz pusula evet anlamına geliyordu.
O ünlü yazar şöyle bir yazı göndermişti:
“Bugün referandum var.
Kimi akını b.kuna karıştırır, kimi karıştırmaz” diye.
Yazı İşleri Müdürü ışıklar içinde yatsın Orhan Duru, yazıyı getirmiş ve yayınlayıp yayınlanmaması konusunda tereddüt ettiğini söylemişti.
Hemen hukuk danışmanımız Erdoğan Tuncer’e faks çektik yazıyı.
Yayınlanmasının sakıncalı olduğunu söyleyince de köşe boş kaldı.
Zamanın başbakanı ve köşe yazarı çok kızmıştı. Köşe yazarı beni attıracağını söylemiş, zamanın başbakanı da Güneş’in sahibi Mehmet Ali Yılmaz’ı arayarak işime son verilmesini istemişti.
Sonuç olarak, yazar gitmiş, ben kalmıştım gazetede.
Bu Başbakan Cumhurbaşkanı oldu. Ve sonra, o da gitti, ben hala gazeteciyim.
Yılmaz, o olayda Başbakan’a karşı çıkmış ve benim tarafımı tutmuştu.
Neyse; şimdi böyle patronlar yok piyasada. Hemen korkuyorlar.
Ama, konumuz bu değil.
Bu sabah siz bu yazıyı okurken ben sevgili eşimle oy kullandıktan sonra 90 yaşını aşmış anamı alıp onu da sandık başına götüreceğim. Ardından, saat 12’de Halk Tv’de Rahmi Aygün ve Semra Topçu’nun konuğu olacağım, eski Adalet Bakanımız Hikmet Sami Türk ile birlikte.
Eski seçimleri konuşacağız, suç işlememeye çalışarak.
Seçim mutluluk getirsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar