Paralel inek

Yine bir para toplayıp batırma hikâyesiyle gündeme gelen ‘Müslüman işadamı’ Jet Fadıl, Başbakan’a mektup yazıp destek istemiş.

Mektupta Erdoğan’a “kardeşim” diye hitap ediyor Jet Fadıl. “Size kardeşim diye seslenmek istiyorum” diyor.

Mektuba göz atıyoruz…

“Bayramlaşmada mazlumdan yana olan kıymetli sözlerinizi dinledikçe duygulandım. Bu mektubu yazmaya karar verdim…”

Jet Fadıl mazlum mu? Mazlum. Erdoğan mazlum mu? Mazlum.

“Otomobil fabrikası kurma projemizi hayata geçirecekken önceki koalisyon döneminde bana büyük bir saldırı düzenlendi.”

Jet Fadıl mağdur mu? Mağdur. Mağduriyeti eski iktidarlardan mı kaynaklanıyor? Evet. Erdoğan mağdur mu? Mağdur. Mağduriyeti eski iktidarlardan mı kaynaklanıyor? Evet.

“Şirketimiz batmamıştır, en başarılı olduğumuz zamanda batırılmak istenmiştir.”

Jet Fadıl battığını kabul ediyor mu? Hayır. Erdoğan kabul ediyor mu? Hayır.

“Paralel Yapı halen devletteki kadroları eliyle bize saldırmaya devam ediyor.”  

Erdoğan’a da devam ediyor mu? Ediyor.

“2011 seçimlerinden önce bana bir suikast trafik kazası düzenlendi… Ak Parti'ye destek için mücadele veriyordum. Paralel yapı size gelecek oyları önlemek için bana suikast düzenledi.”

(Jet Fadıl’ın aracı Aydın’da bir ineğe çarpmış, inek ölmüş, Jet Fadıl “birden önüme çıktı” demişti. Paralel inek!)

Erdoğan’a da günaşırı suikast düzenlenmiyor mu? Evet.

“Bizim Maldivler Cumhuriyeti’nde yaptığımız yatırımla ilgili uğradığımız bir haksızlık var…”

Erdoğan’ın da Türkiye Cumhuriyeti’nde yaptığı yatırımla ilgili uğradığı haksızlıklar var.

Kardeşler birbirine benzer. Ondan “kardeşim” demek istemiş Jet Fadıl, Başbakan’a…



Ateşkes oyunları

İsrail, Gazze’ye saldırdı.

Filistin’in çağrısıyla, Mısır şartsız ateşkes teklif etti.

İsrail kabul etti, Hamas reddetti.

Başbakan Erdoğan, Mısır’ın teklifini Hamas açısından yetersiz bularak eleştirdi.

Mısır ve İsrail de, Hamas’ın ateşkesi Türkiye ile Katar’ın isteğiyle reddettiğini öne sürdü.

İsrail saldırmaya, Filistinlileri öldürmeye devam etti.

Daha sonra ABD’nin onayıyla bu kez Türkiye ve Katar devreye girdi, şartlı ateşkes önerdi.

Davutoğlu, İsrail ambargosunu delmekte kullanılan Gazze tünellerinin Gazze limanının açılmasını karşılığında kapatılmasını istedi.

Hamas kabul etti, İsrail reddetti.

İsrail saldırmaya, Filistinlileri öldürmeye devam etti.

Geçtiğimiz günlerde bir İsrail televizyonu Obama’nın Netanyahu ile telefonda tartıştığını öne sürdü.

Obama’nın, “Tek taraflı ateşkes ilan et, Hamas da saldırıyı durduracaktır” diye baskı yaptığını duyurdu.

Haberin yayınlanmasından kısa süre sonra, 3 günlük bir insani ateşkes ilan edildi.

ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile BM Genel Sekreteri Ban’ın açıkladığı, İsrail ile Hamas’ın kabul ettiği şartsız ateşkes, eğer bozulmazsa, pazartesiye dek sürecek.

Bu sürede Gazzeliler gıda gibi acil ihtiyaçlarını karşılayacak, cenazeler defnedilecek, yaralılar tedavi edilecek. Su ve elektrik tesisleri tamir edilecek.

İsrail ve Filistin heyetleri de kalıcı ateşkes için Mısır hükümetiyle görüşmek üzere Kahire’de müzakereye başlayacak.

Gazze’de bin 400 Filistinlinin canına mal olan 25 günün sonunda şartlı ateşkes öneren Türkiye ve Katar’ın değil, şartsız ateşkes öneren Mısır’ın dediği oldu.

Ölen Filistinliler öldükleriyle kaldı.

Ateşkes sürerse, AKP cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasında Gazze yerine ne kullanacak bakalım?



Twitter diplomasisi

Gazze’de 3 günlük ateşkes ilan edilir edilmez, Dışişleri Bakanı’nın Twitter hesabı da harekete geçti.

Ban-Kerry açıklamasında, ateşkes arayışına katkı veren “bölge ülkelerine” teşekkür edilmişti.

Türkiye adı anılmadan bir kuru teşekkürle geçiştirilirken, Davutoğlu yoğun çabaları için Kerry’ye, Katar Dışişleri Bakanı Atiyye’ye ve Hamas Lideri Meşal’e teşekkür etti.

Ateşkes öncesinde Kerry ve Atiyye ile görüştüğünü, Meşal ve Atiyye ile de ateşkese dair son detayları gözden geçirdiğini özellikle duyurdu.

Bakan’ın kendilerinin dışlanmadığını gösterme çabası, her zamanki gibi acı vericiydi.



Türk demokrasisi

1946’dan beri çok partili sistem var Türkiye’de.

Ama bugün hala yurt dışı seçmenler için ‘randevu sistemi’ sorunuyla uğraşılıyor. Tatilcilere bulundukları yerde niye oy kullandırılamadığı izah edilemiyor.

İktidarlar adil bir seçim sistemi yerine, lehlerine sonuç verecek bir seçim sistemi ile meşgul çünkü 68 yıldır.



Vekâleten oy verme

Başbakan Erdoğan’ın, Köşk için yurt dışındaki 2 milyon 734 bin seçmenden beklentisi büyüktü.

Ama bir sürpriz oldu. O seçmenin sadece 248 bini oy kullanmak için randevu aldı.

Panikleyen AKP, YSK’ya başvurdu. Ama YSK, randevusuz da oy kullansınlar talebini reddetti.

Bu seçime yetişmez, fakat sonraki için bir ‘vekâlet düzenlemesi’ yapabilir AKP.

Meclis’te vekiller nasıl birbirlerinin yerine oy kullanıyorsa, yurt dışındaki seçmenler de yurt içindeki seçmenlere vekâlet vererek oylarını kullanabilir.

Karşı çıkan olursa da, ‘millet birbirine güvenmiş, sen kim oluyorsun’ denilir.



Huzur ve güven

“Hamdolsun Türkiye'de huzur ve güven içindeyiz” dedi Başbakan, Van’da. Sonra şehirden ayrıldı. O ayrıldıktan sonra Van’da kalabalık bir grupla polis arasında çatışma çıktı.

Ertesi gün de İstanbul’da bir çocuk, çatışan 2 grubun arasında kalarak ‘huzur ve güven’ içerisinde vuruldu. Hamdolsun.



Kahkaha
Arınç’a göre, “Kadınlar kahkaha atmamalı.”

Ya ne yapmalı?

IŞİD’in bir önerisi var:

“Sünnet olmalı.”





Önceki ve Sonraki Yazılar