ÖNCE akla mantığa ters olur sanıldı. Her sağduyulu vatandaşımız, “kindar gençlik isteği Başbakan’ın ağzından sehven çıkmıştır, böyle şey olur mu?” diye düşünmüş olabilir. Ama sehven değil, büyük bir ciddiyetle ve kararlılıkla söylendiği ortaya çıktı.
          
Dindar ve kindar gençlik yetiştirmenin somut adımları atıldı bile. Hükümet tasarı olarak getirmedi. Ama AKP içinden öyle bir yasa teklifi geldi ki, takke düştü ve kel göründü! İlkokul 4. sınıftan sonra zorunlu ve kesintisiz eğitim yürürlükten kalkacak, 5. sınıftan itibaren örgün eğitim yapılmayacak. Amaç belli!

Meslek liselerinin, daha doğrusu imam hatiplerin önünü açacak, küçük çocukların bu okulun orta kısmında eğitim görmeleri sağlanacak. Planlı, bilinçli bir karşı devrim hazırlığı!
          
Dikkat edin, bir süredir hem hükümet kanadında hem yandaş medyada müthiş bir 28 Şubat yaygarası koparıldı. Maşallahı var, toz dumandan sonra Son Darbe’yi en iyi biçimde(!) emek arsızı diye suçlanan Mehmet Ali Birand sağladı. Hem Kanal D haberlerinde yer verdi hem CNN Türk’te dizi şeklinde işledi hem de kitabını yazarak piyasaya sürdü. O bilir işini!

Şike olayında da benzeri bir tutum sergilemedi mi?

İstifa ederek ayrılan TFF Başkanı Aydınlar’ı CNN Türk’teki 32. Gün’de ağırladı. Kanal D haberlerinde tantanayla tanıtım yaptı Ertesi gün hem Kanal D hem de CNN Türk’te çok matah bir programmış gibi tekrarını verdi. Yetmedi, ikinci bir 32. Gün daha yaparak TFF eski Başkanı’nın henüz yargılama başlamadan Fenerbahçe yönetimini suçlayan konuşmalarını bölüm-bölüm yayınladı, konukları ile güya bunu tartıştı (!) Bu, yansız yayıncılığa sığar mı?
          
Buna şark kurnazlığı denilmez. Düpedüz Batı düzenbazlığı ve dayatmasıdır. Aziz Yıldırım henüz savunmasını yapmamış, ne kadar Fener karşıtı ve düşmanı varsa, savcıların ve emniyetin servis yaptığı ne kadar yandaş hazır kıta varsa aylardır Fenerbahçe’yi şikeci, Aziz Yıldırım’ı mafya reisi olarak mahkûm etmişlerdi. “Son Darbe” 32. Günden yani Galatasaray amigosu sayılan Birand’tan geldi. Trakya şivesiyle “Üledir O!”derler!
          
Peki, “dindar ve kindar gençlik” projesi hangi cesaretle yasama organına getirildi? Bakıyorlar, herkes uykuda ve onlar ayakta. Asıl hazırlık Başbakan Erdoğan’ın da kökeni olan İmam-Hatip Mezunları Derneği tarafından yapıldı. Kısa adı ÖNDER olan Derneğin Başkanı Hüseyin Korkut ve arkadaşları Başbakanla görüştüler ve mutabakat orada sağlandı. Formül bulundu, teklif geldi. 5. sınıftan itibaren küçük kız çocukları sıkma başla okullara gidebilecek.

28 Şubat’a neden bu denli çok kızdıklarını ve yaygara kopardıklarını anladınız mı?

Karşı Devrim ilerliyor. 19 Mayıs törenleri kalktı. Andımız kitaplardan bile çıkarıldı. Başbakan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi yerine “Dinine, kinine, evine sahip olan gençlik” istiyor ve bir başka “Gençliğe Hitabe” ile kendi gençlerine sesleniyor. Gençliği de bölüyor. Milli Eğitim’de, “Atatürk ilke ve devrimlerine göre” eğitimi öngören kararlar kalktı, yerine “Milli ve manevi değerlere göre” eğitim hükmü getirildi.

Derin uçurumun tam ucundayız. Çağdaşlığa dönüş yolu giderek kapanıyor!

Birileri ise yarınki CHP Tüzük Kurultayı’nı boykot edip etmemeyi tartışıyor, iyi mi?