S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Atatürk’e saldıranlar kim?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün heykellerine son günlerde saldırılar yoğunlaştı.

Belli merkezlerden organize edilen saldırılar bunlar.

Farklı bölgelerde, değişik illerimizde karanlık ellerce gerçekleştiriliyor.

Bu saldırıları yapan hainler kimlere hizmet ediyor, kimlerin uşaklığını yapıyor.

Emperyalist ülkeleri savaş meydanlarında, Anadolu’nun yoksul ama inançlı halkı ile birlikte yenerek Bayrağı altında hür ve bağımsız yaşayabildiği, Dini vecibelerini özgürce yerine getirebildiği, Kendi dilini serbestçe konuşabildiği, Bağımsız Türkiye Cumhuriyet’ini kuran liderine saldıranlar kim?

Bunlar, emperyalist ülkelerin uşaklığını yapmaktan öte bir şey yapmıyorlar.

Ulusal Kurtuluş Savaşı ile cephede kazandığı- mız bağımsızlığımızı Lozan Antlaşması ile perçinleyen, Cumhuriyetin ilk on beş yılında, Ekonomi, eğitim, sanayi ve tarımda yaptığı atılım ve devrimlerle Hızlı kalkınmanın ve aydınlanmanın önünü açan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Yapılan saldırıların münferit olarak nitelenmesine izin vermemeliyiz. Saldırılara karşı tepkilerimizi hep birlikte yüksek sesle dile getirmeliyiz.

Cumhuriyet’e ve kazanımlarına sahip çıkmak hepimizin görevi.

Bu güne değin Cumhuriyet’in bize neler kazandırdığını, bizlerin neleri koruyamadığımızı hatırlayın.

Doğum tarihi 1970 öncesi olanlar hatırlar. İlkokullarda “Yerli Malı Yurdun Malı” sloganı ile “Yerli Malı” haftaları düzenlenirdi.

Tahıl deposu olan Türkiye’ nin, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetmesi Övünç kaynağı olarak anlatılır, Modern tarım ve hayvancılığın önemi vurgulanırdı. Ulusal bayramlarda fener alayları düzenlenirdi.

Silahlı Kuvvetlerimiz, sanayide, tarımda, ekonomide faaliyet gösteren milli kurumlarımız Fener alaylarına katılır, ürettiklerinden oluşan küçük hediyeleri dağıtarak, Hem halka neler ürettiklerini gösterirler Hem de bayramın coşkusunu paylaşırlardı.

Sümerbank, MKE, Şeker – Pil – Ferrokrom – Çimento fabrikaları, TPAO, Petrol Ofisi, MTA, Tarım Kooperatifleri, TARİŞ, ANT Birlik, Çukobirlik, Fiskobirlik, Et ve Balık Kurumu, Ziraat Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Türk Ticaret Bankası vb. Fener alaylarına katılan milli kuruluşlarımızdı.

Memur, tüccar, köylü, işçi, zengin, fakir hep birlikte bayramların coşkusunu yaşardık.

Biz özgürlüğe, mutluluğa, ortak sevince, barışa, huzura, sevgiye, saygıya, cesarete sahip idik. Kararlı, bilimin ışığında okumaya, öğrenmeye, üretmeye hevesli idik.

Cumhuriyet’in bizi kederde ve kıvançta ortak payda da birleştirdiği değerlerden birkaçı idi bunlar.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın son büyük muhaberesi olan 26 Ağustos 1922’de başlayıp 30 Ağustos 1922’de biten Büyük Taarruzun üzerinden 95 yıl geçti.

Milli kuruluşlarımızdan kaçını bu günlere taşıyabildik?

Hangileri özelleştirme adı altında kimlere satıldı?

Meralar, 2-B adı altında orman arazileri, tarım arazileri nasıl yok edildi.

Atatürk’ün devrimlerine karşı çıkan, büstlerine saldıran, fotoğraflarını kaldıranlar, Önce bir bir eserlerini yok ettiler, yok etmeye devam ediyorlar.

Atatürk; Yeni bir fikri uygulamadan önce, Bu fikri mantık ve iyi niyet süzgecinden geçirip, Fikrin güncelliğini, halka ve ülkeye uyumluluğunu yakın arkadaşlarıyla değerlendirirdi.

Fikrin halkın yararına, adil, yenilikçi, gerçekçi olması onun için önemliydi.

Sorunların nasıl aşılacağına istişare ile karar verir, sorunları cesaretle ve kararlılıkla çözerdi. Özgün, devrimci fikirlere sahip, bilime inanmış, çağdaş, Çok okuyan, kültürlü, on yabancı dil bilen bir asker ve devlet adamıydı.

Yıllardır saldırıp yıkamadıkları Cumhuriyet’in temelleri onun için bu denli sağlam. Cumhuriyet’in temelleri sağlam atıldı diye, boş vermemeliyiz.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi vatan-bayrak sevgisi ile ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda yetiştirmeliyiz.

Bu gün onun büstlerine saldıran hainlerin, emperyalist ülkelerin uşaklarının yarın sizi rahat bırakacaklarını mı sanıyorsunuz?

Yanılıyorsunuz, O zaman çok geç kalmadan yaz sıcağının rehavetinden sıyrılıp onun gösterdiği yoldan, İlkelerini, Kurtuluş Savaş’ını, Atatürk’ün yaptıklarını anlatıp çevremizi aydınlatmalıyız.

Anlatalım ki o ışık dağıldıkça, karanlıklar dağılsın umutlar yeşersin.

Önceki ve Sonraki Yazılar