Osman Koray Kapan

Osman Koray Kapan

ATLETÔL

Toplam dört isabetli şutun atılabildiği Fenerbahçe – Galatasaray derbisinin ardından, hiçbir isabetli şutun olmadığı Fenerbahçe – Beşiktaş derbisini yaşadık. Tüm dünyada futbolun gittiği yön bu; atlet oyuncular ve daha çok mücadele… Futbol can çekişiyor, adı da değişmeli artık; böyle ilaç adı gibi bir şey olmalı bu uyuz şeyin adı: atletôl mesela… İngilizce üzerinden gidersek artık maharetli ayakların oynadığı top oyunu değil de; runner-ball, koşucu topu gibi bir şey denmeli.


Birçok futbol yorumcusunun “ama mücadele iyiydi” diyerek görmediği bu gerçekle önceden tanışıyorduk aslında. İtalya, Fransa ve Yunanistan ligleri mücadeleden ibaretti. Ama o kadardı. Büyük oyuncular sayesinde yine de futbol izleyebildiğimiz ligler vardı. Giderek azalıyorlar…

 

İngiltere premier liginde defansçı hocalar Mourinho dışında şirindi; Big Sam olsun, Pulis olsun hiç olmazsa birkaç kanat organizasyonu yaptırıyorlardı. Şimdi Conte geldi, üçlü defansıyla. Ön tarafta Hazard ve Costa gibi iki büyük yeteneğim var, elimde Kante gibi bir önlibero var, takım stoper dolu; “yerim laynn sizi!” dedi ve yedi, o şimdi lider… Top oynayarak sonuç almaya çalışan Klopp gibi hocaların elinde ise istedikleri oyunu oynatacak kadro yok. Milner gibi bir baltadan yaratıcılık beklemek, Emre Can’dan oyun zekâsı ummak acziyeti içindeler… Guardiola ise Aguero denen minik ego dağı ile uğraşıyor.


“Sonuç çok önemli, ondan böyle oluyor” diyorlar ya; uyuz oluyorum. Son kertede anlayacaksınız ki futbol, seyirci için oynanır. Örneğin Konya’da yaşasam; ailemle maça gitmek istesem, düşünürüm iki kez… Düşünsenize tribünden daha iyi anlaşılır Aykut Kocaman futbolu. Takım iki paralel çizgi halinde otuz metre içinde ileri geri hareket yapıyor durmaksızın. Takımdaki iki buçuk teknik oyuncudan biri ve yıllardır önlibero oynayan Ali Çamdalı, iki çalım yapmak istese izin yok! Doksan dakkalık maçta heyecan, duran toplarla birlikte dört dakika. Ömer Ali sağdan ne bindirdi dersin bir de… Başka bir şey yok. Müthiş bir sıkıntı! Örnek olarak seyircisi en çok Konyaspor’u neden seçtim?! Yıllardır küme düşüp çıkan Konyaspor, Avrupa bile gördü, ondan dolu o tribünler. Aykut Hoca iki yıl daha kalsın, görün siz durumu. Bir de muhafazakâr yaşam içinde kaç etkinlik var ki?!

 

Yaşı kırk civarı bizler, koşucu dolu olmayan takımlar izledik geçmişte. Romario’dan Okocha’ya ne yetenekler… Çalımlar… Karşı karşıya gol kaçırmak çok daha azdı inanın. Kazma derlerdi, yuhlanırdın. Şimdilerde ise maçta 11 kilometre garanti koşup, pres yapıyorsan karşı karşıya atamamak mühim değil. Hatta penaltı bile atamıyor şimdiki baltalar. Bursaspor kalecisi Harun Tekin üst üste beşinci kez penaltı kurtardı, düşünün bir ne demek istediğimi… Teknik ama bir maçta 10 kilometre koşamayacak kaç yetenek, alt kademelerde senden “futbolcu” olmaz diyerek eleniyor artık. 


13 maç galibiyet alamamış Granada, 14. maçta lig üçüncüsü Sevilla’yı yenmese(!), sistemli sistem kuponlarım 786 Lira verecekti onca sürpriz sonuca rağmen. Uzun vadede artıda olmayı vaad ettim, takipte kalın, sabredin…

Önceki ve Sonraki Yazılar