BU köşede (Eylül 2016 itibariyle) başlar başlamaz öngörü ve tespitlerimi kayda geçirmiştim.

Beşiktaş yalnızca ilk şampiyonluğunu almıştı.

Beşiktaş en iki defa daha şampiyon olacak, ardından Galatasaray olacak sonrasında belki Fenerbahçe’ye sıra gelir demiştim.

Şenol Güneş kendi ettiği küfrü iki hafta sonra eden Caner Erkin’le uğraşmayı bırakırsa haklı çıkacağım.

Bu denli cesur konuşmak benim için sorun değildi

zira görebilen gözler için durum çok netti.

Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yönetimsel ve teknik zihniyet sorunlarının yanında kadro dönüşümü gibi devasa sorunları vardı.

Galatasaray deplasman özürlü, defansçı hoca sorununu çözemese de kadro dönüşümünü yüzde 90 tamamladı.

Fenerbahçe ise Tudor’dan daha korkak birini göreve getirdi.

İç sahada dahi saldıramayan bir top dolandırma aşığı: Aykut Kocaman.

32’lik Soldado’ya beş bonservis verildi, üç yıllık sözleşme imzalandı örneğin.

Yani kadro dönüşümü de yapılamadı; üç yıl daha karartıldı gelecek...

Fenerliler son yaşanan istifa şovuna, kadroda bulunmayan oyunculara fatura kesilerek Aykut futbolunun unutturulmasına hissiz ve öfkeli şekilde bakıyorlar yalnızca.

Haziranda Ali Koç gelecek, Tuchel ya da Klopp’u getirecek umudunu taşıyorlar ama bilmedikleri şey mali tablo.

Aziz Yıldırım imzaladığı kontratlar ve çektiği kredilerle Fenerbahçe’yi yangın yerine getirip öyle gidiyor sayın okurlar...

Aykut Kocaman istifayı ima etti denince aklıma Yılmaz Vural deneyi geldi.

Hemen her şeyi ilk imaj haliyle karikatürize eden ülke insanına iyi bir ispat olurdu Yılmaz Vural’ın göreve gelmesi...

Ben Fenerbahçe’nin Jurgen Klopp vizyonuna gitmesini isterim ama maç dahi izlemeyen, analiz gücünden yoksun yorumcular devrinde Yılmaz Hoca’nın Fener’i sezon sonuna dek yönetmesini çok isterdim.

Elazığspor’a oynattığı oyunu oynatsa üç haftada tribünler dolar inanın.

Ve kadroyu filan bahane etmez; Yılmaz Vural, Bilica’lı Elazığ takımında Serdar Gürler’i, Aydın Karabulut’u yıldız yapan hocadır.

Hücum varyasyonları olan, oyun içinde oyun düşünebilen deli biridir.

Bahsettiğim Elazığ takımı, beklediğim şekilde Kadıköy’de 0-2 öne geçmişti.

Elazığspor 10 kişi kalmasa Fener 2-2 beraberliği elde edemeyecekti.

Bu ligde oynamak şarttır; oynamaktan korkan Aykut gibiler ortamında hakikaten Yılmaz Hoca gibi cesurlar imkân bulsa gerçekten 50 bin kişiye orgazm yaşatabilir.