Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Balkanlar’ı çomaklayanlar ve ismi var cismi yok NATO üyesi

Hepimizin bildiği gibi Balkan Yarımadası dünyanın en sorunlu bölgelerinden birisi.
Birinci Dünya Savaşı Balkanlar’da patlak veren kriz üzerine çıkmış, milyonlarca kişinin hayatına mal olmuştu.
Ardından Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine Yugoslavya parçalanmış, yedi ayrı devlet kurulmuştu.
Koskoca Yugoslavya Federasyonu’nun çimentosu sayılan lideri Josip Broz Tito’nun ölümü ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi ülke bölgelerinin yapay sınırlara hapsolmasına yol açmıştı.
Şimdi bu yapay sınırlar içinde kalan kimi azınlıkların kışkırtılarak Balkanlar’da yeni bölgesel savaşlar çıkarılmasına çalışıldığı duyumları var.
Bunun işaret fişeklerinden birisini Hudson Institute adlı Amerikan düşünce kuruluşu ve Bard Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü Walter Russell Mead attı.
Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan “Avrupa’nın Yeni Krizi: Balkanlar” yazısının girişinde Mead şu cümleleri kullanıyor:
“Bir süre önce düzenlenen bir düşünce kuruluşu toplantısına katılan ve iyi haber almasıyla tanınan bir Alman yetkiliye Avrupa’da en çok hangi konunun kendisini kaygılandırdığı soruldu. Alman yetkili hiç duraksamadan şu yanıtı verdi: Batı Balkanlar. Çünkü Rusya ve Türkiye orada bir şeyleri çomaklıyorlar.
“Alman yetkilinin en kötü senaryosu şuydu: Rusya’yla Türkiye Balkanlar’daki yoldaşları Sırplar ve Arnavutları harekete geçirerek bölgenin sınırlarını yeniden çizmelerine yardımcı olacaklar. Sırbistan Hükumeti, Rusya’nın desteğiyle Bosna’da etnik Sırplar’ın yaşadığı önemli bir toprak parçasını kendi sınırlarına katabilir. Türkiye ise Arnavutluk eliyle benzer bir manevra yapabilir ve sadece Kosova’da değil Makedonya’da yaşayan Arnavutlar’ın ana vatanlarına ilhak edilmesinin yolunu açabilir.”
Yazının bundan sonrası daha da ilginç:
“Almanlar’ın bu kaygılarında bir haklılık payı yok değil. Batı, Balkanlar’da sadece Rusya’nın olası oyunlarından endişelenmiyor. Türkiye giderek daha fazla bir NİNO güç (ismi var cismi yok NATO üyesi) haline geliyor. Türkiye Rusya’yla ilgili derin kuşkular beslemesine rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le giderek daha sıkı işbirliği kuruyor.”
Walter Russell Mead yazısında Rusya ve Türkiye’nin Almanya ve AB’ye hasmane tutumları nedeniyle birbirlerine yaklaştıklarına dikkat çektikten sonra diyor ki:
“Ruslar, sadece NATO’dan nefret etmiyor. AB’yi de Avrupa’da tarihsel büyük güç rolünü oynamanın önünde engel görüyor. Türkiye de AB’ye sırtını döndü. Hem Almanya’ya hem de müttefiklerine karşı kullanacağı bir koz arıyor. Rusya’yla Türkiye için fazla risk almadan Balkanlar’da karışıklık çıkararak Avrupa’nın başını ağrıtmak bulunmaz bir fırsat.
“Ancak Sırbistan, Makedonya, Montenegro (Karadağ), Kosova ve Bosna için AB üyeliği olasılığı Batı Balkanlar’daki pamuk ipliğine bağlı barışı korumanın tek yolu. Bu Balkan ülkelerinin her biri Türkiye ve Rusya’yla ittifak kurmaktansa AB üyeliğini haydi haydi tercih edecektir. Ancak yakın gelecekte AB üyeliği olasılıkları yavaş yavaş yok oluyor. Sırplarla Arnavutlar Batı’nın kendilerinden uzaklaşması halinde doğuya bakmak zorunda kalacaklarının ve Rusya’yla Türkiye’nin yardımıyla milliyetçi bir tutum benimseyeceklerinin işaretini veriyorlar.”
Mead’e göre, Balkanlar’da yeni karışıklıkların AB için felaket anlamına geleceğine dikkat.
Almanlar bu noktada ABD’den yardım isteneceğinin altını çiziyorlar.
Yazıda Balkanlar’da olan bitenlerin dünyanın başka bölgelerindeki olaylara kıyasla çok daha hafif kaldığına ancak Balkanlar’da olanların bölgeyle sınırlı kalmayacağı ve NATO’yla AB’nin karışıklıklar yüzünden derinden sarsılacağı vurgulanıyor.
Yazının bu bölümünde şöyle bir tahmin de yürütülüyor:
“Bu nedenle AB’yle ABD arasındaki ilişkiler onlarca yıl sürebilecek bir süreçte yeniden tanımlanacaktır.”
Yazının sonunda AB ve özellikle de Almanya’nın ABD’nin yardımını istemelerine rağmen tam bir işadamı ve çıkar-yarar zihniyetiyle davranan Başkan Trump’ı nasıl ikna edeceklerini kara kara düşündükleri de ifade ediliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar