Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Mazbut Müslüman .

Dış düşmanlar ve kendi içimizdekiler her zaman, her yerde  ve her alanda İslam dinini kendi amaç ve çıkarları için kullanmışlardır. Kapitalist ve emperyalist sistem için ise din, komünizme karşı her zaman müthiş etkili bir silah olmuştu.
Hem de tüm Müslüman ülkelerde.
Afganistan bunun en somut örneği.
ABD ve müttefikleri İslamı radikalleştirerek dini Sovyetlere karşı kullanmış sonra da bu radikalleşmeyi bahane ederek İslama karşı savaş ilan etmişti. Hızını alamayan Neo-Con'cu Batı, Müslümanları birbirine kırdırmanın da çok zevkli bir iş olacağını düşünerek harekete geçti. Müslümanlar kendilerini kullandırmaya çok hevesli oldukları için ABD'nin işi her zaman çok kolay oldu.
Önce Sünni, Alevi ve Şiiler birbirine kırdırıldı sonra da Sünnilerin her çeşidi.
Tek tek örneklemeye gerek yok.
Irak, Suriye, Lübnan, Yemen, Pakistan, Afganistan ve Türkiye'de Sünniler, Aleviler ve Şiiler var.
Mısır, Somali, Cezayir, Libya, Ürdün, Tunus ve diğerlerinde herkes Sünni.
Sünniler de birbirini boğazlıyor.
Ya da en azından kavgalı.
Örneğin AKP-Gülen. İki taraf da Sünni. Hem de en hakikisinden!
Her iki taraf ' ben haklıyım' diyor.
İşin özünde siyasal ve maddi çıkarların yanı sıra bireysel egolar var.
Bu 'yüce amaçlar' için başta din olmak üzere tüm araçlar sonuna kadar kullanılabilir!
Din adına konuşanlar her zaman ve her yerde 'en hakiki Müslüman benim' diyorlar.
Tıpkı IŞİD'çiler gibi.
Adamlar tutturmuşlar ' mazbut toplum yaratacağız' diye.
Bunun için hilafet bile ilan ettiler.
Sakın bunu palavradan bir söylem olarak algılamayın.
Çünkü adamlar çok ciddi.
Yani olay kafa kesme ile bitmiyor.
Geçenlerde Halep'te eski bir arkadaş ile karşılaştım.
.
IŞİD'çilerin neler yaptığını anlattı.
Onun ağzından özetle:
.
Şimdi gelelim erkeklere... Herkes camilere gitmek zorunda. Gitmeyenler üç gün hapiste sürekli namaz kıldırılır. Bazen de kasabanın çöpleri toplattırılır. Sigara, nargile ve içki yasak. Uymayanlar farklı sayılar ile kırbaçlanır. Tekrarlanması durumunda çarmıha germe işkencesi uygulanır, hırsızların eli kesilir ve Alevi, Şii ve hatta Sünni düşmanların kafaları uçurulur. Bazen de kesik başlı cesetler kasaba sokaklarında araba ile sürüklenir sonra da çöplüğe atılır.
Ama IŞİD'in en kurnaz oyunu çocuklarla. Küçük çocukları önceleri yemek, oyuncak ve para ile kandıran IŞİD bu çocukları ajanlık işlerinde kullanıyor. Para ile beyinleri yıkanan bu çocuklar silah eğitimi aldıktan sonra babalarını bile ihbar eder duruma getiriliyorlar. Bazıları da savaşa gönderiliyor ve intihar eylemcileri olarak yetiştiriliyor. Kasaba içinde ve yollarda kontrol noktalarında bu çocuklar kullanılıyor çünkü çok küstah ve saldırganlar.

IŞİD'çiler geçen hafta ev ev dolaşıp kimin ne kadar altını var diye listeler tuttu. Herkesin ne kadar zekat vereceğini bildireceklermiş. Çünkü kasaba ve genel olarak Suriye ve Irak'ta savaşan IŞİD'çilerin büyük bölümü yabancı ve ortalama 70 ülkeden gelmişler. Adamların şekil şimalini görsen ödün kopar. Bize orta çağ koşullarını yaşatıyorlar. 3-5 yıl daha böyle giderse vay bizim halimize'...
Doktor daha birçok şey anlattı.
Merak ediyorum her söyleminde din ve iman olan Türklerin kaçı doktorun kasabasında yaşamak ister?
Ben IŞİD ve diğer grupların adamlarına başından beri 'ruh hastası' diyorum.
Ama asıl ruh hastası olanlar onlara destek verenlerdir.
İster Müslüman ister Hıristiyan ya da Yahudi olsun.
Adamlar herkes için çalışıyor.
Hem de Allah, Muhammed, din ve iman adına!
Hem de Şii ya da Sünni olsun camileri, türbeleri, mezarları, kiliseleri yıkarak.
Ama sinagoglara dokunmuyorlar.
Gazze için hep bağıran Müslüman liderlerin tersine Gazze için ağızlarını bile açmıyorlar.
Belki de 'en hakiki Müslüman' olmak böyle bir şey!
Ne kadar da iğrenç ve rezil bir durum.
Birileri her türlü rezillikleri din adına yapıyor ama toplumlarımızın kandırılan sürüleri 'Ya Rabbi şükür' diyor.
Sevgili Peygamberimizden sonra tarihimiz çoğu zaman böyle olmuş.
Yüce Rabbim ne der bu işlere, işte onu bir türlü kestiremiyorum.
Böyle bir yazıdan sonra bir anlamı olur mu bilemem ama ben yine de tertemiz Müslümanların Ramazan Bayramı'nı en içten duygu, inanç ve umutlarla kutluyorum.


Önceki ve Sonraki Yazılar