Basın yolu ile hükümet kurmak!

Hükümet kurma çalışmaları başlamadı ancak, formüller havada uçuşuyor.
“Demokrasilerde çare tükenmez”
Tabii, o ülke demokrasi ile yönetiliyorsa.
Bir ülke düşünün, Cumhurbaşkanı seçim öncesi farklılıkları öne çıkararak bir parti için oy istiyor. İstediği sonuç çıkmayınca da, liderlere akıl veriyor:
"Müşterekleri değil, farklılıkları öne çıkararak adeta oyun bozanlık eden parti ve siyasetçiler bunun hesabını millete vereceğini bilmelidir."
Yani diyor ki, ilkelerinizdeki farklılıkları değil, yalnızca “müştereklerinizi” düşünerek koalisyon hükümeti kurunuz.
Koalisyon kurulmaz veya kurulduktan sonra bozulursa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yine meydanlara çıkar, televizyonları dolaşır ve “ Koalisyon olmuyor, gördünüz. AKP’yi yine tek başına iktidar yapın” der mi? Der…
Şu anda TBMM’de temsil edilen üç muhalif parti bir araya gelemiyor.
MHP, AKP’ye şartlarını kabul ettireceğini ve iktidar olacağını düşünüyor olabilir. Bir şey unutuyor, o da HDP…
Bu süreci iyi yöneten HDP yalnız ve yalnız çözüm süreci devam etsin istiyor. AKP ile de uzun süredir zaten ortak gibi. Bu ihtimal de giderek kuvvet kazanıyor.
Ne var ki, parti sözcüleri hala ciddiyeti anlamamış görünüyor.
Siyasi partiler bir araya gelmeden haberleşiyorlar. Hem de basın aracılığı ile birbirlerini yokluyorlar.
Bugüne kadar yapılanlar gösteriyor ki, sonuca varabilmek için koalisyon anlaşmalarının gizlilik içinde yürütülmesi gerekiyor. Bir parti diğer partiyi basın aracılığı ile koalisyon yapmaya çağırmamış geçmişte.
Dört partinin yöneticileri gazete ve televizyonlara demeç vererek haberleşmeyi sürdürüyor, ayrıca, birbirlerinin yüzüne bakmaları imkansız sözler söylüyor.
1973 yılında kurulan koalisyon çalışmalarını CHP’den Erol Çevikçe, MSP’den de Oğuzhan Asiltürk yürütmüş, gelişmelerden kimsenin haberi olmamıştı. Aynı şekilde 1’nci ve 2’nci MC hükümeti görüşmeleri de büyük gizlilik içinde gerçekleştirilmişti.
Böyle giderse, hükümet kurma çalışmalarında AKP-MHP ve AKP-HDP formülü dışında seçenek kalmayacak gibi görünüyor.
Milletvekilleri dün “namusları üzerine” yemin ettiler.
“-Devletin varlığını, bağımsızlığını, vatanın, milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacaklarına,
-Hukukun üstünlüğüne, demokratik - laik cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklarına;
-Toplumun huzur ve refahını sağlayacaklarına
-Herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacaklarına…”
Yeminine kimler sadık kalacak göreceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar