Seçime günler kaldı.
Siyasi partiler “Seçim Bildirgesi” adı altında vaatleri sıralamaya başladılar.
Hepsi verme yarışındalar.
En az veren 2 katı veriyor.
En az ucuzlatan vergileri tamamen siliyor. Bu öyle bir yarış ki;
Bu seçim sonucunda aynı seçmeni kandıran anlayış devam eder ve yeni bir seçime gidersek, mazot fiyatı diye bir şey olmayacak 1 litre mazot alana 1 TL pompada verilecek gibi.
Öyle bir ekonomik program sunuyorlar ki, çiftçi çorak toprakların arasında devasa çiftlikleri, çiftlikte kâhyaları çoktan hayal etmeye başladı bile.
Öğrenciler sınava girerken kapıda 500’er TL almayı garanti görüyorlar.
Tecavüz suçluları, dolandırıcılar kendilerini çoktan kader kurbanı olarak görüp, çıkacak af ile kuracakları yeni hayatı planlıyorlar.
Demokrasiyi ileri taşımak için 16 yıl toplumu test ettikten sonra yeni özgürlük mesajları ile KIRK YALAN romanı yazar gibiler.
Toplumu kırk parçaya böldükten sonra tek... tek... tek... diyerek tek tek yüzlerce yalan söylüyorlar.
Bazı siyasiler ki, kim olduklarına siz karar verin; KIRK YALAN…
Peki, SEÇMEN ne durumda?
Seçmen DÖRT KÖŞE…
Kim gelirse gelsin değil ama birileri gelirse “yalan olmayan” vaatlerin yerine getirileceğini anlamak üzere.
Hatta 24 Haziran’ı iple çekiyor.
Bir şeyin daha farkında;
24 Haziran’da bu ülkenin geleceğini karartanlara gereken cevabı verdikten sonra, geleceğini aydınlatacak doğru liderin seçilmesinin 8 Temmuz’a kalacağını da kavramış durumda.
Aman dikkat, karanlığın yok olacağı seçimin ertelenmesi veya iptal edilmesi gibi ayak  oyunlarına gelmeyelim.
Biraz sabır ve 24 Haziran ve 8 Temmuz’da seçim bölgemizde olalım.
Çevremizde bu tarihlerde tatil düşünenler varsa oturup konuşalım.
DÖRT KÖŞE olmak için seçime katılım oranı hiç bu kadar önemli olmamıştı!