Bazı Yollar Yalnız Yürünür

YAZILACAK onlarca konu arasında öyle bocaladım ki... Yazıp sildim defalarca... Baktım ki kalemim hırçınlaşıyor; pazar gününüzü mahvetmemek adına kitaplar üzerine yazmaya karar verdim ben de...
Hem Gâvur İzmir’den kültür sanat dışında ne yazılır ki!...
Dün, Selçuk Hükümet Meydanındaki “Çakabey Kitap Fuarı”ndaydım. Bugün de “Tarihi Havagazı Fabrikası”nda… Bu kez imza günü yapmadan, Destek Yayınları standında kitap satmak istedim. Bir-iki kitap alacak olanların kitap sayısını beşe-ona çıkarmak... Onların okuma zevklerini irdelemek, ona göre kitap önermek... Aslında özetle kitap sohbetleri yapmak istedim okurlarla...

Samimiyet her zaman geçerli

Benim ne kadar kitap aldığım konusuna hiç girmeyelim...
Özgür Bacaksız’ın yazdığı tüm kitapları bir solukta okumuş, uzun süre başucu kitabı yapmıştım.
Bunlardan ilki Deli Çocuğun Güncesi, hâlâ çok satanlarda. İkinci kitabı Mutsuz çocuklar Ülkesi de ilk kitabının hemen ardında listelerden inmiyor.
Özgür Bacaksız o kadar samimi, o kadar içten biri ki, sanırım okur da onun samimiyetini, sıcaklığını -benim de inandığım gibi- kaleminden içselleştiriyor. “Samimiyet” ve “doğallık” her şeyde olduğu gibi okur-yazar ilişkisinde de en önemli etken. 
Aynı samimiyeti ve doğallığı bozmadan yine Destek Yayınlarından üçüncü kitabı çıktı Özgür’ün, Bazı Yollar yalnız Yürünür adında. Fuardan aldığım yeni kitaplardan biri. Daha sayfalarını karıştırırken bile beni içine hapsetti. 
İçeriğine bakalım, ne demek istediğimi anlayacaksınız:
*Kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur.
*Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.
*Hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenlerden uzak dur.
*Mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur.
*Kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur.
*Nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur.
*İnsan hayatına olan saygısızlığı bir övünç madalyası gibi, gurur mekanizması gibi görenlerden uzak dur.
*Kelimeleri özenle seçmeyen, her cümlesi biat olan, her sözcüğü toz olandan uzak dur.
*Sesinin tonu kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur.
Çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün.

Kafamda “DELİ” Sorular

* Zuhal Olcay’ın Cumhurbaşkanına hakaret etmiş olabileceği bana inandırıcı gelmiyor. “Hakaret” kavramının nasıl algılandığıyla mı ilgili diyorsunuz?!
* Biri bana Demet Şener’in eski röportajının “şaka” olduğunu söylesin!...
* Gençliğimde “ney üflemedim” diye İstiklal Marşımızın bestesini değerlendiremeyecek miyim?!
* İyi ki dövizle borçlanmayı yasaklamışlar... E peki söz dinlemeyenler ne olacak?
Bol okumalı, sağlıklı ve nice güzel pazarlar diliyorum.
Hoş kalın!...

Önceki ve Sonraki Yazılar