Ben bu darbeyi destekliyorum

Ne "darbe"si?  diyenler çıkacaktır.  7 Haziran seçimi darbesini!
Darbe (coup) sözcüğünün bazı dillerde "coup d'etat" ( putsch) yani "hükümet darbesi" dışında da anlamları vardır.  Kızgın bir mücadele sırasında, güçlü hasmı hiç beklenmedik bir anda deviren cesur ve usta işi hamleye  de  "darbe" denir.
7 Haziran bu anlamda "darbe"dir.
7 Haziran'da AKP iktidarı usta işi bir vuruşla yere çakıldı. 21. yüzyıl Türkiye'sinin yazgısı gibi gösterilen otoriter Erdoğanizm projesi iptal edildi de diyebilirsiniz.
Bir kişi,  bir gün içinde, ülkenin en güçlü adamı olmaktan çıkıp, kaçak bir binaya sığınmış bir lider eskisine dönüştü.
Sonuçlar kaba taslak  tahmin edilebiliyordu ama,  tastamam bunu hemen hiç kimse beklemiyordu. Anlaşılması epey zaman aldı. Hala anlamamış olanlar olabilir.
7 Haziran bu anlamda bir darbeydi.

***

Başta son "darbe"nin kurbanı Erdoğan olmak üzere pek çok kişi, bu arada AKP'liler ve onunla 10 yıl boyunca birlikte iş görmüş olan Cemaatçiler ve liberaller "darbe" kelimesini çok sık kullandılar, "darbe" karşıtlığının ekmeğini yediler, ondan yararlanarak toplumu sindirdiler.
Hele AKP'liler: Demokraside çoğunluk ne derse o olurdu.  Milletin sandıktan yansıyan sözü her zaman geçerliydi.  Madem ki sandıkta onlar üstün çıkıyordu, o halde her istediklerini yapabilirlerdi.
Ya sandık farklı bir şey söylerse?
Öyle bir şey olmazdı ama, olsa bile, sandığı dahi ayarlayabileceklerini 30 Mart yerel seçimlerinde göstermişlerdi.
Kendilerine güvenleri tamdı.

***

AKP stratejistleri için, 7 Haziran'a giden günlerde, mide bulandıran tek husus HDP idi.  Çünkü onun barajı geçip Meclis'e girmesi halinde tüm hesaplar altüst oluyordu. Ama ne gam! CHP ile MHP alışılmış ((yüzde 25 ve 15) oranlarının ötesinde patlama yapmış görünmüyorlardı. HDP ise kemik oyu sayılan yüzde 6'ya Kobane ile yüzde 2, diğer nedenlerle de yüzde 2 eklemiş olsa, yüzde 10'u zor bulurdu ki, o küçük fark  geleneksel yöntemlerle "kontrol" edilebilirdi. Korkacak bir şey yoktu. Meclis'teki sandalye sayıları biraz azalsa da, tek başına iktidar sefaları devam edecek, Erdoğan'ın Başkanlık hülyası canlılığını koruyacaktı.
İşte bu noktada devreye, uzaktan dört nala yetişen süvari birlikleri gibi, "Gezi ruhu" girdi. Yani,  Gezi'de  sınanmış olan beceriler: Sivil toplum düzeyinde hızla örgütlenme enerjisi,  ortak amaçta işbirliği konusunda kompleksizlik ve dijital medya kullanım ustalığı.
Geziciler iki konu üzerinde yoğunlaştılar:  1) Seçim sandık ve sayımlarının güvenliği, 2) HDP'ye güvenlik marjı sağlayacak düzeyde "emanet oy" temini.
Oy ve Ötesi gibi STK'lar,  deneyimli AKP manipülatörlerinin sandık ve sayım kontrolünü, sıfırlamasalar bile iyice azalttılar.  Sosyal medya aracılığı ile emanet oy vanalarını alabildiğine açtılar.
"Darbe" dediğim yıkıcı hamle işte bu idi. Gezi'ciler 21. Yüzyl'da siyasetin nasıl yapıldığını göstererek bir kez daha dünyanın hayranlığını kazandılar...
İsterlerse "darbeci" desinler, ben bu darbeyi destekliyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar