Beşiktaş'ın çocuğu

BEŞİKTAŞ'IN Milangaz döneminde (2011-12) altyapıdan gelen iki genç dikkat çekiyordu. Dört kupalı sezon olarak da anılan o yıl, A Takım'da süre almayı başarmış iki gençten biri medyatik, diğer ise iyi şutördü. Biri TOFAŞ'ta 15 yaşında A Takım'la ilk 5 başlayan Kenan Sipahi ile kıyaslanıyor, gelecekte point guard sıkıntımızın olmayacağına dair umut veriyordu.

Gazetelerde resmi çıkıyor, Allen Iverson'la Deron Williams'la antrenman yapma şansı bulduğundan söz ediliyordu. Diğeri ise kadife bileğiyle ve bir buçuk yaş daha büyük olmanın
özgüveniyle sessiz ama derinden ilerliyordu. Hiç unutmam, bir gün bir lig maçı öncesi Akatlar'da erkenden yerimi almış, bu iki gencin maç öncesi ısınmasını izliyordum. Medyatik
olan savruk vücut dili, ısınmayı pek sevmeyen halleriyle; diğer ise serbest atış çizgisinden şut çalışmasıyla aklımda kalmış. Derken aralarında konuşup dış şut üzerinden ufak bir yarışa giriştiler. İnanın bana medyatik olan çemberi döverken diğeri tüm şutları sokmuştu...

Yetenek tamam ama önemli olan çalışmak
O günden bu yazının yazılışına 3 yıldan fazla zaman geçmiş. Medyatik olan, alt yaş milli takımlarında madalyalar kazandı. Herkes ondan umudu kesmek üzereyken Eskişehir'de geçirdiği kiralık sezonda kendisini kanıtlamayı başardı. Takımı iç sahada 6 maç üste üste kazanmasına rağmen küme düştü. Şutunu öyle bir geiştirdi ki Anadolu Efes'i, Beşiktaş'ı, Banvit'i ve Daçka'yı yendikleri maçlarda üçlükleriyle NSK Eskişehir'in direnişine öncülük etmişti. 1995 doğumlu guard, yazın forma mücadelesini de kazanıp EuroBasket 2015'te 12 kişilik kadroda yer aldı. Bu sezon ise Beşiktaş'a geri döndü, üstelik süreleri de dış şut yüzdesi gibi yüksek. EuroCup'taki Rytas
galibiyetinde soktuğu ceza üçlükleri, boş şutu bulduğunda hiç tereddüt etmemesi dikkat çekici. Artık 20 yaşında ve hala bazı eksikleri var. Eskisi gibi olmasa da hala kolay geçiliyor,
drive etmiyor ve ilk adımını hızlandırması gerekiyor. Aldığı süreler ve çalışarak bir aşama kaydetmiş olması geleceği adına umut verici.

Kara Kartal'ın Kartal Özmızrak'ını bu sezon başka bir gözle izleyin derim. Kadife bilekli çocuğa ne mi oldu? Erman Kunter döneminde ciddi bir diz sakatlığı yaşadı. Bir daha eskisi gibi
olamadı. En son üçüncü lige kiralanmıştı. Bir daha gören olmadı. Hatırlarsınız; adı Mehmet Ali Yatağan'dı.

Başarılar Yağızer Uluğ
O dört kupalı sezonda Ergin Ataman'ın yardımcısı Yağızer Uluğ idi. Malum nedenlerle Galatasaray'a transferleri birlikte gerçekleşti. Ataman nasıl Aydın Örs'ten ayrılma vakti geldiğinde kendi ayakları üzerinde durmayı başardıysa, Beşiktaş Sompo Japan'ın yeni koçu Yağızer Uluğ da bundan sonra bunu başaracaktır. Ataman'ın yokluğunda “2. adam” değilde başantrenör olarak çıktığı maçlarda Türk basketbolunun kaliteli bir koç daha kazandığını hep beraber görmüştük. Peki ya Henrik Dettmann? Beşiktaş'ı play-off'a sokamadı diye eleştiriliyor, Avtodor maçında takımın 107 sayı yemesi filan deniyor... Ryan Broekhoff'u takımda tutamayanların, sayı makinesi diye D.J. Seeley'i transfer edenlerin, kronik sakat Lamont Hamilton'a kontrat verenlerin hiç mi kabahati yoktu bu sıkıntılı başlangıçta? Neyse, yol yakınken dönüldü diyelim ve Yağızer Uluğ'a başarılar dileyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar