Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Beynelmilel Taşeron

9 Haziran 2014 Musul işgalinden önce IŞİD Suriye'de her gün insanların kafasını kesiyor, kurşuna diziyor, canlı canlı toplu mezarlara gömüyor, genç kızları kaçırıp tecavüz ediyor ve işgal ettiği bölgelerde insanlara türlü türlü fiziki, sosyal ve psikolojik işkence yapıyordu.
Peki dünya sesini çıkarıyor muydu?
Hayır.
Çıkarmadığı gibi on binlerce ruh hastası radikal İslamcı katillin Türkiye üzerinden Suriye'ye gidip IŞİD'e katılmasına göz yumuyordu.

Bazı ülkeler de bu ruh hastalarına dolaylı ya da dolaysız yardım edip destek veriyordu.
Amaç 'Alevi Esad'ı devirmek ve ona destek veren Şii Hizbullah ve İran'dan kurtulmak'.
İsrail'in yıllardır yapmaya çalıştığı şey.

1956'da İsrail'in kurucu Cumhurbaşkanı Ben Gorion bakın ne demiş:
'İsrail'in büyük devlet olmasının temel koşulu nükleer bombaya sahip olması ya da güçlü ordu kurması değildir. Bu koşul Suriye, Irak ve Mısır'ın darmadağın edilmesi ile gerçekleşir'.

IŞİD ve benzeri ruh hastası grupların Irak ve Suriye'yi ne hale getirdiği ortada.
Sina'da ve son olarak Libya'da Mısırlıları hedef alan IŞİD cinayetleri Kahire'yi çok zorlayacaktır.
Çünkü Mısır'ın Libya ile 1115 kilometre kara sınırı var ve bu sınırın büyük bölümü çöl.

IŞİD ve onlarca radikal İslamcı silahlı grup Libya'nın bir çok bölgesini kontrol ediyor.
Libya'da ayrıca bir milyondan fazla Mısırlı çalışıyor ve bu silahlı gruplar her an bunlardan bazılarını kaçırıp kafalarını kesebilir. Bu insanların ülkelerine dönmesi ekonomik ve mali sıkıntı içinde olan Mısır'ı çok zorlar.

Böyle bir durumdan pusuda olan Müslüman Kardeşler ve İslamcı gruplar yararlanır.
Bir diğer tehlike ülke nüfusunun yüzde onunu oluşturan ( on milyon) Hıristiyan Kıptiler ve onları hedef alan olası IŞİD saldırılardır.

Tıpkı Suriye ve Irak'ta olduğu gibi.
Her iki ülkede yaşanan çatışma ve IŞİD'in bilinçli saldırıları sonucu yüz binlerce Hıristiyan ve Ermeni farklı ülkelere kaçtı. Kalanlar da çok zor durumda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
IŞİD her iki ülkede yüzlerce kiliseyi yaktı, yıktı.
Ezidilerin başına gelenleri herkes biliyor.

Suriye ve Irak'ta Kürtler IŞİD'in hedefinde.
IŞİD Suriye'de Alevilere ve Irak'ta Şiilere saldırıp duruyor.
Özetle Siyonist ideolojinin taşeronu olarak IŞİD işini çok iyi yapıyor.
Suriye, Irak ve Mısır yıkılıyor ve toplumsal dokusu perişan ediliyor.
Üstelik 'İslam dini' adını.

IŞİD bununla da yetinmeyerek Libya, Yemen ve Lübnan'ı da karıştırmaya çalışıyor.
Yani üç Arap ülkesinin perişan edilmesinin hayalini kuran İsrail'e 'Üç yetmez al sana 6 ' diyor.
Hizmette sınır yok.
Suriye, Irak ve şimdi Mısırlıların kafasını kesen IŞİD ABD, İngiliz, Fransız ve Japonların kafalarını keserek beynelmilel bir taşeron olduğunu kanıtlıyor.
Bununla da yetinmeyen IŞİD, başta Fransa olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde de saldırılar düzenliyor.
Hedefte Hıristiyan ve Yahudiler var.
Yine 'İslam adına'.

İslama inananlar bile dinden soğutulacak
Avrupa başta olmak üzere dünyada herkes Müslümanları düşman bilecek.
Bazıları da İslamdan ve Müslümanlardan nefret edecek.
Avrupa'da yaşayan Müslümanlara hep kötü gözle bakılacak.
Düşmanlık ve nefret duyguları sürekli kışkırtılacak.
Böylece Avrupa ülkelerinin Filistin ile dayanışma ve Filistin'i tanımı çabasının önüne geçilecek.
Yahudiler de ihmal edilmeyecek.

Bunu fırsat bilen Netanyahu Avrupa'daki Yahudilere 'Görüyorsunuz IŞİD peşinizde. En iyisi gelin İsrail'e göç edin' diyor. Diyor çünkü İsrail nüfus sıkıntısı yaşıyor ve dıştan Yahudi göçü azalıyor.
Kurulduğu günden bu yana İsrail'in yapamadığını IŞİD üç yılda yaptı.
İsrail de bunca iyiliği karşılıksız bırakmıyor.

İsrail'in tüm istihbarat olanakları IŞİD, Nusra, ÖSO ve benzeri grupların hizmetinde.
Suriye'de savaşan bu grupların militanları yaralandıklarında hemen İsrail hastanelerine taşınıyor.
Tıpkı Türkiye hastanelerine taşındıkları gibi.
Elbette IŞİD herşeyi tek başına yapmıyor.

Arkasında ABD ve Batılı ülkelerin işbirlikçisi bildik Müslüman ülkeler var.
Bu ülkeleri herkes biliyor.
Petrol ve silah tekellerinin avantalarını da unutmamak gerekiyor.
IŞİD'e bu yakışır.
Aldıkları ihaleyi mutlaka zamanında bitirirler.
İhale başı yüzde on alsalar Avro ve dolarlarını sayacak makina, saklayacak kasa ve kutu bulamazlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar