Bilge ve büyüktü Tuna

Bir şiir kentine doğru yola çıkıyorum. O kadar şiirle harmanlanmış ki, Tuna Nehri kıyısındaki ulusal parlamentonun önünde büyük şairleri Attila József’nın melankolik bir heykeli var. Macaristan'ın başkenti Budapeşte’de şair elinde şapkası, yanına atılmış paltosuyla basamaklara oturmuş Tuna’ya bakıyor.

Hemen altındaki basamakta ise, Kemâl Özer ve Edit Tasnádi’nin Türkçe’ye aktardığı ünlü “Tuna Kıyısında” şiirinden iki dize okunuyor şairin elyazısıyla:
Akıyor gibiydi sanki yüreğimden çıkıp da bulanık, bilge ve büyüktü Tuna.
Budapeşte’de 12-13 Haziran’da Avrupalı sosyal demokrat partilerin buluştuğu Avrupa Sosyalistler ve Demokratlar Partisi (PES) Kongresi toplandı. Türkiye’de 7 Haziran'da gerçekleşen seçimler için yayımladıkları video mesaj ve yazılı açıklama ile üyesi Cumhuriyet Halk Partisi'ne güçlü destek veren PES, Avrupalı sosyal demokrat partilerin çatı partisidir. Kongrede başkan ve yönetim kurulu seçiliyor. Ayrıca gündemde ilerici bir Avrupa için yol haritası vizyon belgesi, 2019'a kadar çalışma programı ve “İstihdam için birleştik”, “Demokrasi için birleştik”, “Barış için birleştik” kararları var. Kongreye CHP’nin üç azimli gönüllüsü Baran Güneş, Eda Isaksson ve Selçuk Sarıyar ile beraber katılıyoruz. Türkiye’yi, CHP’yi anlatıyoruz. Seçim sonuçlarını ve sonrasına ilişkin İngilizce bültenimizi de temaslarımızda paylaşıyoruz.

Kahve aralarında, ikili sohbetlerde ve yönetim kurulu gündeminde de Türkiye’deki seçimler ve CHP var. Kongreye katılan bir çok tanınmış sosyal demokrat lider ve parti temsilcisi Avrupalı sosyal demokratların seçim sonuçlarını büyük memnuniyetle karşıladıklarını söylüyorlar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na zor kampanya şartlarına rağmen güçlü bir program oluşturarak çok zor şartlarda gerçekleşen kampanya süreciyle Türkiye'de önemli bir değişimi başardığını, ülkenin önüne yeni bir siyasi alternatif koyduğunu söyleyerek tebriklerini iletiyorlar. Avrupa’daki tüm demokratlar ve Türkiye dostları gibi onların da rahat bir nefes aldığını görüyoruz.

Örneğin Lordlar Kamarası İngiliz İşçi Partisi lideri de olan PES Başkan Yardımcısı Jan Royall karşılaştığımızda samimiyetle kutluyor. “İşte oldu Kader!” diyor heyecanlı bir sesle. “Senin de katkın var, yayımladığın video mesajında bize verdiğin destek güç verdi” diyorum. Şimdi ilerici bir hükümete ve demokrasiye destek veren Türk toplumuna yeni bir video ile teşekkür etmek istiyorum” diyor.

Kongreye gitmeden önce bilgi sunduğum CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Avrupalı sosyal demokratlara seçimlerimize verdikleri önem ve CHP'ye destekleri için teşekkürlerini ve başarılı bir kongre dileklerini içeren mesajını liderler ve yönetim kurulu ile paylaştım. Toplantıda 2015 yılı içinde Sayın Kılıçdaroğlu’na Avrupa gündemi ve Türkiye’yi konuşmak üzere liderler zirvesi daveti de var.

Evsahipleri arasında Türk Macar siyasetçi, PES Kadın Başkanı Zita Gurmai de bulunuyor. Zaten PES Kongresi’nin Budapeşte’de toplanmasının temel anlamı da giderek otoriterleşen, Türkiye ve Rusya’daki benzerlerini rol model olarak gördüğünü söyleyen Victor Orban’a karşı güçlü bir yanıt vermek. Seçim öncesi destek mesajında “CHP ile yakın çalışmaktan ve çok sayıda harika kadın adaya sahip olduğunuzu görmekten de çok mutluyum. Türklerin demokrat, ilerici, güçlü, Avrupalı sosyal demokrat bir liderliğe ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Tercih sizin, farklı bir Türkiye yaratın, bunu CHP ile yapabilirsiniz.” diyen Zita Gurmai de PES Kadın başkanlığına tekrar seçiliyor.

Kongreyi takip eden günlerde yeniden seçilen PES Başkanı Sergei Stanishev’ten posta kutuma bir mektup geliyor; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için. Teşekkür ile başlayan mektupta PES’in önümüzdeki dönem önceliklerini aktarıyor Stanishev:
“PES yalnızca üye partilerimizin buluşup ortak Avrupa politikası oluşturduğu bir platform değil aynı zamanda partilerimizin buluşup Avrupalı sosyalistler, sosyal demokrat ve ilericiler için siyasi vizyon, strateji ve politika oluşturacakları bir alan olmasını istiyoruz. Önümüzdeki en önemli hedefler 2019’da grubumuzu Avrupa Parlamentosu’nda birinci grup haline getirmek ve ortak adayımızı Avrupa Komisyonu Başkanı yapmaktır.”

Tuna Nehri önümüzde sakince, ışıl ışıl akarken, Attila József’in heykelinin yanına usulca oturuyorum. Türkiye’yi düşünüyorum. “Yazgımla başbaşa, dalgın / yüzeyin konuştuğunu duymadım, dibinse sustuğunu” diye fısıldıyor Jozsef, “hayır” diyorum, “bu kez yazgımız dipten yüzeye çıkan haklı milyonların avuçlarında”.

Önceki ve Sonraki Yazılar