Haçlı emperyalizmi Allah'a tercih edenler

Bu ülkenin son çeyrek yüzyılda yaşayarak gördüğü en altı çizilesi, en ibret dolu gerçeklerden biri de şu oldu: Dinden-imandan-mukaddesattan en çok söz edenler, bu değerleri fütursuz biçimde maddî çıkara, siyasete, servete tahvil eden dinci takımı olmuştur. En cilalı, en hararetli din nutukları onlardadır ama dinin temel amacı olan ahlaktan en az nasibi olanlar da onlardır. Dinin temel düşmanları olan yalancılık, kamu hakkı talanı, iftira, insana kötülük (diri diri insan yakmak dâhil) bu dinci takımın sıradan eylemleri olmuştur. Son otuz yıl boyunca ekranlar bunların rezillik ve zulümleriyle reyting rekorları kırdı. Menfaatleri için çiğneyemeyecekleri ahlak ilkesi, çamur atmayacakları haysiyet, rencide etmeyecekleri hak söz konusu değildir. Özellikle iftira, bunların baş ibadeti, birinci dereceden siyasal sermayesidir. Tam bu noktada, Müslüman halkımızın şu Kur’ansal gerçeği aklından çıkarmamasını öneriyorum:  Kur’an, bu ümmetin, öz Peygamberi’nin eşine zina suçu iftirası attığını bize uzun uzun anlatmaktadır. Bunu sebepsiz göremeyiz. Kur’an bu yolla bizi, Müslüman ümmetin zaaflarından birine karşı uyarmaktadır. İftira atma zaafı, siyaset dincisi ekiplerde şaşmaz bir kişilik yapısına dönüşmüş bulunuyor. Bu kafanın ve bu çürümüşlüğün, İslam dünyasını, o arada Müslüman Türkiye’yi getirdiği yer ortadadır. İslam Peygamberi’nin elbisesini, sakalını din yaptık ama ahlakını din yapamadık.  İşte, temel facia noktamız budur. İslam’ın getirdiği evrensel ilkeleri din yapmak yerine, İslam’ın geldiği dönemin Arap örflerini din yaptık.  Hz. Peygamber, kamu malını talan edenlerin cenazesine gitmezdi dediğimde, bana neler yapıldığını dünya âlem biliyor. Bu gerçeği duyurmamdan ilk ve en çok rahatsız olan, bu ülkenin iki katrilyon lirayla kotarılan Diyanet Teşkilatı oldu. Allah ile Aldatmak kitabım, bu ibret verici serüvenin ayrıntılarını milletimizin önüne koymuştur. Daha sonra yayınlanan ‘Mâûn Suresi Böyle Buyurdu’ adlı kitabımsa halkın malını çeşitli oyunlarla talan edenlerin dinsiz-imansız lanetliler olduğunu Kur’ansal bir gerçek olarak insanlığın önüne koydu. İSLAM’I HAÇLI EMPERYALİZME SATTILAR İki kadeh rakı içenleri, başını, Pavlus buyruklarına uygun olarak sarıp sarmalamayanları din dışı ilan etmekten çekinmeyenler, milletin malını talan edenlere ilişkin İslamî ilkelerden tek kelimeyle söz etmediler. Edenleri de çamurlayıp etkisiz kıldılar. Diploma törenlerinde babası, hatta dedesi yaşındaki hocasının elini sıkan kızlarımızı ‘günah işlemek’le, hatta ‘İslam’a ihanet’le suçlayabilenler, Irak sokaklarında ırzlarına geçilen 11-12 yaşlarındaki kızlı-erkekli çocukların katilleriyle aşna-fişna olmakta, onlara açık veya örtülü biçimde destek vermekte hiçbir sakınca görmediler.  Irak’ta Müslüman çocukların ırzına geçen haçlı katilleri kınayalım diye TBMM’ye getirilen ‘kınama önergesi’ne karşı çıkanların, aynı zihniyetin uzantıları olduğunu dünya biliyor.   Peki, Müslüman mazlumların ırzları, kanları, malları, bu kadar mı önemsiz?  Bilenler biliyor ki, bu dinin bizzat Peygamberi, insanın kanının, ırzının, malının, haklarının, bırakın kumaşı-kılı, Beytullah’tan bile daha kutsal olduğunu dünyaya ilan etmiştir.  Asırlarca tartışılmış küçük ayrıntıları dinin-imanın temel meselesi yaparak Müslümanları kavgaya sokmakta hepsi yekta, hepsi şeytana taş çıkartacak kadar kurnaz. Ama Müslümanların haçlılara karşı hukukunu korumak söz konusu olduğunda hepsi suspus. Keşke sadece suspus olsalar; hepsi Batı meddahı, hepsi haçlı destekçisi... Eğer bu halk, böylesine çürümüş bir riyakâr zihniyete hâlâ değer veriyorsa Allah’ın gazabına uğrayıp belasını bulmaya müstahak hale gelmiş demektir. Sabredin, göreceksiniz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar