Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Bir annenin feryadı

Bugün sizlere oğlu terör örgütü üyesi olduğu suçlamasıyla cezaevinde bulunan bir annenin içler acısı çağırısını duyurmak istiyorum.

İsminin açıklanmasını istemeyen hem okurum hem de sevgili bir dostum olan annenin bana gönderdiği acı dolu mektup şöyle:

“Ablacığım, benim oğlum da Dilek Doğan mahkemesinde (DHKP-C davası)... Güya terör örgütü propagandası yaptığı suçlamasıyla 2 yıl ceza aldı. Bunun yatarı 15 ay... 99 gündür Silivri Cezaevi’nde hükümlü. Her hafta görüşüne gidiyorum. Nasıl zor olduğunu anlatamam size ablacığım.

“Cezaevinde yatıyorsan paran olacak. Eskiden ekmek elden su gölden derlerdi. Fakat öyle değil. Yemek parası, elektrik, su, TV... Bunların hepsini mahkûmlar ödüyor. Bir de düzgün yaşasalar bari... Ha bir de yeni sistem, bilginiz vardır muhakkak, yeni etiketli kıyafet alınması gerekiyor. Bunun sebebini asla çözemedim. Evde kullanılan kıyafetler cezaevine alınmıyor.

“Benim oğlum üniversite mezunu, yüzme antrenörü, pırıl pırıl bir genç. Oğlum ve cezaevinde oğlum gibi olan bir sürü genç... Genç bunlar, adı üstünde delikanlı. İnanın ablacığım, artık oğluma ağlamayı bıraktım. Çünkü cezaevinde onlarca anneyi görünce, benim çocuğum 15 ay ceza aldı, demeye utanıyorum. Niçin ablam, bilir misiniz? Çünkü orada 10 yıl-20 yıl ceza alan, mahkemeleri devam eden gençlerin annelerinden babalarından utanıyorum.

“Bir kaç zamandır adli mahkûma geniş kapsamlı af yasası gündemde dolaşıyor. Cezaevleri doldu taştı. 3 kişilik koğuşta 7 kişi yatıyor. Çocuklarımız yerlerde... Tabii, adli mahkûma af çıkart, çıksın, yine yapsın yapacağını. Zehirlesin gençleri, öldürsün.

“Bir yerde okudum. Diyor ki: Eşim denetimli çıktı. Uyuşturucudan tekrar içeri girdi.

“Birisi de hırsızlıktan yatıyormuş, çıkmış. ‘Çıktım ama güvercin kümesi patlattım. Tekrar ne kadar ceza alırım?’ diyor.

“Değişmez bunlar ablacığım, değişmez. Bunları çıkartsınlar, pırıl pırıl gençleri alsınlar içeri. Yeni cezaevleri açsınlar. Yok be abla, bu memlekette adalet sadece kadın adı olarak kaldı.

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Selahattin Demirtaş’a özgürlük dedi. Tabii ki Sayın Tayyip Erdoğan hayır diyecek. Rahip Brunson’a dediği gibi, ‘Bu fakir bu koltukta oturduğu sürece Rahip’i alamazsınız. ‘ Ama ne oldu? Rahip uçtu. Aynısı Demirtaş için de olacak. Demirtaş da özgürlüğüne kavuşacak. İnşallah belki öyle olursa bizlerin de özgür tutsakları özgürlüklerine kavuşur. Dilerim bir gün güneşli günlere uyanırız.”

İşte böyle... Bir ülkede insanlar adaletten, hukuktan umudunu kesti mi felakete doğru gidilir, derler. Dileyelim de sonumuz iyi gelsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar