​Bir demokrasi masalı

Hoca kürsüde, işadamlarına “Türk Demokrasisi” dersi anlatıyor:
“Türk demokrasi tarihi 30'lardan 40'lardan bugünlere, bir sarkacı temsil eder ve iki ucun birbirlerini desteklemek suretiyle çıkardığı krizlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. 1950'lerin sonlarına doğru düzeni yok sayan bir cuntalaşma bir kaosa yol açtı. Otoriterleşme, özgürlükler, kaos, tekrar otoriterleşme sarkacı o günden bugüne devam eder.”

“Sarkaç” sözcüğünün burada yanlış anlamda kullanıldığını Pazar yazımda vurgulamıştım. Yine de şu “demokrasi sarkacının” salınımına, “çok partili ve sandıklı demokrasi” açısından bir göz atalım:
1950-60. Kaos: Kanlı 6-7 Eylül ve 27 Mayıs öncesi olayları (Faili:Menderes-Bayar özel istihbarat örgütü). Otoriterleşme: 27 Mayıs. Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamı, 22 Şubat ve 20 Mayıs darbe girişimleri. (Faili: Milli Birlik Komitesi içindeki Silahlı Kuvvetler Birliği).  Talat Aydemir ve Fethi Gürcan’ın idamı.

“Demokrasi”: Demirel’in AP iktidarı!
1960-70: Kaos: 9 Mart ve 12 Mart cuntaları. Otoriterleşme: 12 Mart (Faili: Sunay-Tağmaç özel istihbarat örgütü.) İşkenceler, “üç bizden üç sizden” denerek Gezmiş, Aslan ve İnan’ın idamı  (Faili: Özel Harp Dairesi-Kontrgerilla). “Demokrasi”: Milliyetçi Cephe (MC) iktidarları!
1980- 2002. Kaos: Faili meçhul aydın cinayetleri, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, Maraş ve Çorum katliamları (Faili: MC özel istihbarat örgütü.) Otoriterleşme: 12 Eylül darbesi. İşkenceler ve İdamlar. “Demokrasi”: Özal iktidarı!

Kaos: Birinci MİT raporu (Faili: Evren özel istihbarat örgütü, daha sonra Özal özel istihbarat örgütü). Demokrasi: Çiller İktidarı!
Kaos: İkinci MİT raporu, Kürt “işadamı”  cinayetleri, Güneydoğu’da savaş, uyuşturucu kaçakçılığı ve PKK itirafçılarının cinayetleri, Susurluk olayının örtbas edilmesi (Faili, Çiller özel istihbarat örgütü ve Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele-JİTEM).
Otoriterleşme: 28 Şubat.  “Demokrasi”: AKP İktidarı!

2002-2015.  Kaos: Hrant Dink, Zirve Yayınevi, Rahip Santoro cinayetleri, siyasilerin kasetleri, Ergenekon, Balyoz, Odatv kumpasları, Oslo, MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması  (Faili: Cemaat özel istihbarat örgütü.) Otoriterleşme: Tek adam, tek parti yönetimi.  Kaos: 17-25 Aralık yolsuzluğunun, MİT TIR’larının  örtbas edilmesi (Faili: AKP özel istihbarat örgütü). Tekrar kaos: Diyarbakır, Suruç katliamları, ve nihayet iç ve dış savaş (Faili malum!)  “Demokrasi”: AKP’nin bir yandan CHP’yle pazarlık ederken, el altından MHP desteğiyle yeniden iktidar arayışları!
Türk usulü demokrasi masalında o “sarkaç” işte hep böyle sallandı.  Bir yana salındı, her seferinde halk yığınları ve solcu aydınlar, devrimciler zulüm gördü, öbür yana salındı, her seferinde kaos yaratıp iktidara gelenler ABD destekli sağ ve dinci siyasetler oldu.
Traktör ne işe yarar?

Traktör (tracteur) sözcüğü Fransızca’dan dilimize girmiştir ve o dilde kısaca çekici araç demektir. Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre de “arkasına römork takılabilen, çift sürmek, yük taşımak gibi işlerde kullanılabilen motorlu iş makinası” demektir. Ama sanırım artık bu sözcüğün anlamının biraz daha genişletilmesi gerekiyor.

Dünyanın çeşitli yerlerinde eğlenceli traktör yarışları yapılıyor. Son yıllarda bizim birçok ilçemizde de bu tür yarışlar organize ediliyor. Hatta traktör “lüks araç” sınıfına bile girdi. Bundan üç yıl önce yerli bir traktör üreticisi “Çiftçilerimiz, traktör seçiminde eğer parası varsa kırmızı, kabinli ve klimalı istiyor. Yani, çiftçiye göre traktörün kralı ve Ferrarisi bu” bile demişti.

Traktör bizde çift sürme dışında, toplu taşıma aracı olarak da kullanılır; çoluk çocuk römorka doldurulup gezmeye veya köy düğününe götürülür. Ürün toplamaya giden tarım işçileri dayıbaşı (bir çeşit taşeron) tarafından römorka balık istifi sığdırılıp tarla veya bahçeye götürülür, sık sık da bir hendeğe devrilip onlarca can gider. Bir de, seçimden seçime köylünün traktörünün mazotu tartışma konusu olur.

Son olarak, PKK tarafından bir traktörün römorkuna konan 2 ton bomba, Ağrı Dağı eteklerindeki Karakulak Jandarma Karakolunda patlatıldı. Sonuç:
Ağrı’da Bir traktör = 2 ton bomba + biri Kürt iki asker şehit. Belki artık “iç güvenlik yasası”na traktörü de “makul şüpheli” olarak eklemek gerekebilir.
Unutmadan, sarayın “akilleri”  yeniden sahne aldılar ya. İşte onlara ilk sınav sorusu: bu denklemi çözebilir misiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar